insanoğlu

entry99 galeri12 video2
    26.
  1. gaz ve toz bulutundan mürekkep dünya adındaki gezegenin 2,5 milyon yıllık yaratığıdır.

    insan denilen bu ileri primat soyu, zaman içinde iki ayak üzerinde durma becerisi edindi. bu edinim, elleri serbest bıraktığından beynin gelişimi de hızlandı. doğada, taş ve ağaç dalı gibi nesneleri alet olarak kullanmayı öğrendi.

    (bkz: homo habilis)
    (bkz: homo erectus)

    sonra avcılık ve toplayıcılık yapan göçebe topluluklar belirdi. bu topluluklar mağara ve kaya altlarını sığınak belledi. ilk sanat, ilk mağara resimlerinin temeli bu dönemde atıldı. ölümle kurulan bağ sonucu, ölüleri gömme ritüeli doğdu. artık insan soyunun manevî dünyası gelişiyordu.

    (bkz: homo heidelbergensis)
    (bkz: homo neanderthalensis)

    göçebe yaşantıları onları başka kıtalara kadar sürükledi: afrika'dan asya ve avrupa'ya, asya'dan ve afrika'dan da amerika ve avustralya'ya.

    kemik ve taştan; zıpkın, bıçak, mızrak, iğne, olta gibi ince işçilikli aletler peyda oldu. büyüsel ve dinsel ayinler de gene bu dönemde görüldü. heykeller, takılar ve türlü süslemeler ortaya çıktı.

    (bkz: homo sapiens)
    (bkz: homo sapiens sapiens)

    buzul çağları'nın bitişiyle iklimde yaşanan ısınma, insan soyu için yerleşik yaşam anlamına geliyordu. buzulların erimesiyle birlikte genişleyen sulak alanlar, çevresindeki besin kaynaklarını bollaştırmanın yanında balıkçılığı da geliştiriyordu. böylece sulak bölgelerde köy tipi küçük yerleşim alanları belirdi.

    yeni sıcak ve yağışlı iklim, bitki örtüsünü de değiştirdi. yüksek ölçüde tahıl türü yetişti, insanoğlunu besledi. tüm bu gelişmeler, insanı, tarımın keşfine kadar götürdü. tarımın keşfi, çanak çömlek yapımından tutun da hayvanların evcilleştirilmesine kadar birçok yeniliği tetikledi. artık insan soyu, avcılık ve toplayıcılıktan el çekiyordu. çünkü besin sorununa çözüm bulmuştu. bu da beraberinde nüfus artışını getirdi...

    yaşanan gelişmeler insanoğlunun benliğini fark etmesini sağladı. buna paralel olarak mülkiyet kavramı da giderek yerleşiyordu. tüm bunlar sırasıyla aileyi, sülaleleri ve şefleri doğurdu. çünkü insanlar kendilerini, ailelerini ve mülkiyetlerini korumak istiyordu ve bunun, bir arada yaşama zorunluluğuna binaen güçlü olana bağlanmayı gerektirdiğini anlamışlardı. ihtiyaçlar ve çıkarlar, "boy" olarak adlandırılan ilk siyasal birlikleri kurdu.

    zaman içinde yaşanan gelişmeler; aynı dili, inancı ve ekonomik çıkarları paylaşan boyları birleştirdi. içlerinde en güçlü olan boyun şefi ise, tanrıdan aldığını iddia ettiği yönetme erkiyle birlikte düzeni sağlamak adına yöneticilik koltuğuna oturdu: artık devlet doğmuştu!

    yıllar üzerinden yıllar geçti...

    ingiliz kraliyet ailesine bağlı beagle adlı gemi, 27 aralık 1831'de dünyanın etrafını dolaşmak üzere ingiltere'nin plymouth limanından demir aldı. geminin yolcuları arasında henüz 22 yaşındaki genç doğa bilimci charles darwin de vardı. 5 yıl süren yolculuk boyunca karşılaştığı; ama özellikle galapagos adalarında gördüğü yaşamın evrimi, kafasında bin bir soru uçurmuş, sonunda evrim kuramını ortaya atmasına vesile olmuştu.

    darwin'in bilimsel evrim kuramı zaman içinde gelişti ve bugünkü şeklini aldı. konu doğanın evrimi olunca, pek tabiî olarak insanoğlunun evrimi de bahse dâhil oldu. bunu gören insanoğlu, evrimi boyunca geliştirdiği dinî inançları uğruna tüm geçmişini (yani atalarını) reddetmekten geri kalmadı...

    not: tüm bu satırları sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim ama uzun lâfın kısası, insanoğlu, çıkarları uğruna özünü dahi reddedebilen hayvan soyundan başka bir şey değildir!*
    1 ...
  2. 27.
  3. 28.
  4. yüz yıl sonra da dinlesem yine beğeneceğim gökhan tepe şarkısı.

    "...sen beni anlamazsın, yalnızca git yeter. "
    0 ...
  5. 29.
  6. 30.
  7. tek kelime ile ifade etmek gerekirse
    NANKÖR !
    2 ...
  8. 31.
  9. aç olarak doğmuş bünye. anne karnında ağzına bir lokma koymaz lan bu, çıkıp ağlayana kadar açmaz bile ağzını orda. sıkı sıkı kapatır ve susar. mutludur da bu susmalardan, yaşamamalardan ki ağlar gözünü açtığında. açlığı gidermek için ağzına tıkılan ilk yiyecek ise ''meme''dir. kadınları bilmem ama erkekler o yüzden sever memeleri belkide. ilk günlere dönebilme hevesiyle emer durur bıkana, belkide gerçekleştiremeyeceğini anlayana kadar.
    1 ...
  10. 32.
  11. orijinal adı son of man olan insanoğlu veya ademoğlu olarak türkçeleştirilebilen, sürrealist ressam rene magritte' nin tablosudur. tabloda takım elbise giymiş ve yüzünün büyük bir kısmı bir elma ile kaplı olan bu sebeple yüzü görünmeyen bir insan resmedilmektedir.
    1 ...
  12. 33.
  13. Devlet
    Millet
    Hudut
    Irk
    Bayrak
    Din
    Para
    Siyaset
    Ahlak

    Acaba bunların üzerine çıkabilecek miyiz? Bunları da aşıp gerçekten "zeki" bir canlı türü olabilecek miyiz? Merak ediyorum olacak mı böyle bi evrim-gelişim-tekamül ne dersen artık. Var mıdır bu işin bi gideri? Benim mi kayış kopmuş yoksa başka bişeyler mi var anlamadım *
    1 ...
  14. 34.
  15. "yönetilmek, kral, başkan" kavramlarını hayatına soktuğundan beri savaşan, ölen, fakirlikten kuduran canlı.

    zamanında diyecektiniz amına koyim, "ne kralı lan, kime göre kral?".

    ne güzel şimdi götümüze asma yaprağı takar, meyve yiyip ölürdük, en azından kendimiz için sadece.
    0 ...
  16. 35.
  17. mesaisi bitene kadar değerli olan varlık.
    1 ...
  18. 36.
  19. halsiyetsiz bir olaya karıştığında çiğ süt emdiği hatırlatılan varlık.
    0 ...
  20. 37.
  21. toprak parçalarına sığamayacak kadar nefret ve kin dolu, yönetilmeye muhtaç olan a$ağılık varlıklardır.
    0 ...
  22. 38.
  23. bulunduğu ortamı değiştiren
    değiştiremezse alışarak uyum sağlayan tuhaf bir canlıdır.
    kısaca herşeye ve heryere adapte olabilme gücü vardır.
    1 ...
  24. 30.
  25. siya siyabend şarkısı.

    --spoiler--
    be hey acayip adem
    öldüğünü bilemezsin
    korlar bir karanlık dama
    kapı baca bulamazsın

    yağmur yağar yeller eser
    mezarı başına yıkar
    seksen bin canavar sıkar
    hiç birine vuramazsın
    --spoiler--
    0 ...
  26. 31.
  27. safkan ölümlüdür ve de hata yapar.
    0 ...
  28. 32.
  29. hem kadını hem de erkeği içermektedir oğlum. (insankızı olsa ne komik olurdu lan, delikanlıyı tribe sokardı, ben değilim uleyyn sıtayla)
    0 ...
  30. 33.
  31. yaradılışa inanmak gerekiyorsa eğer ensest ilişkiden var olmuştur.
    (bkz: ve adriana lima ile kardeştik)
    0 ...
  32. 34.
  33. bazen su gibi saydam, bazen katran gibi koyudur. göklerin, yerin ve dağların almak istemediği emaneti almış ve emanete hıyanet etmiş mahluktur.
    0 ...
  34. 35.
  35. gariptir. lan dersin zoruna gider, sikersin hoşuna gider.
    1 ...
  36. 36.
  37. çiğ süt emdiğini belli etmekde üstüne yoktur.
    0 ...
  38. 37.
  39. dünyada kafese koyulması gereken tek canlıdır.
    1 ...
  40. 38.
  41. salaktır. yüzünü bile görmediği efsanevi kişilikler için savaş çıkartır.
    0 ...
  42. 39.
  43. Ademoğlu, homo sapiens gibi isimlere sahip olan insan türüne halk arasında verilen addır.
    0 ...
  44. 40.
  45. ağaçları kesti, üzerine beton döktü, toprakla ilişkisini kesti, dert etti olanı biteni, stres yüklendi, toprağa bas dediler ona, ama bu bir lükstü, para kazanması gerekti, ruhunu sattı, parasını kazandı, hasta oldu, parasını kaybetti, sonunda "eh" dedi, uzaklaştı uzaklaşabildiğince, toprağa dokundu nihayetinde, ölü bedeniyle.
    1 ...
  46. 41.
© 2025 uludağ sözlük