avantacılık, çıkarcılık, biat kültürünün baskın olması gibi nedenlerden ileri gelir.
anadoluda çok kısa bu olgu düzgün yaşanmıştır oda 12. yüzyıl mevleviliği ve yani mevlananın öğretileridir. yukarıda sayılanlar mevlanın öğretilerinde yer almaz, alamaz. o yüzden de dikkat ederseniz anadolu da mevlevilik çok tutulmamıştır. kimsenin işine gelmeyen öğretileri olduğundandır.
cemaatler mutlaka ki olmalıdır yararlıdır gereklidir ancak kalkıpta gülen cemaati nur tarikatı gibi amerikanın kucağına oturursan ona cemaat denmez kusura bakmayın!
çeşitli sosyalleşme yollarının birtakım baskılarla tıkandığı bir durumda, insanların alternatifsizlikten başvurabileceği bir yoldur. düşünsenize, arkadaşlarınızla dılarıda dolaşsanız, kıra bayıra sahile gitseniz serseri diye damgalanırsınız, kızlara yanaşmaya kalksanız.. nasıl yani, mahallenin namusu ne olacak diye kükrenir. sanatsal faaliyet burjuva, hatta günah görülür. internet var son yıllarda, ben yaygınlaşması öncesindeki durumu anlattım. ama ikinci bir alternatif olarak internetin olması da durumu ne kadar kurtarır bilemiyorum. dini cemaatlere değil de, oyunlardaki klanlara mensup olanların sayılarından rahatça durum anlaşılabilir diye düşünüyorum.
çünkü insan yalnız kalınca nefsi ile baş başa kalır ve kendine hakim olamaz Cemaat insanı nefsi ile yalnız kalmaktan alıkoyar ve aynı zamanda günahla şahıs arasına bir sınır koyar. Görevlerini ne kadar yaptıkları meçhul.
cevabı hadislerle açıklanabilecek soru cümlesi. buyrun:
''Sizin cemaat hâlinde olmanız gerekir. Ayrılıktan, tek başına kalmaktan sakının, şüphesiz şeytan tek başına kalanla beraberdir, iki(hayır ehli) kişiden ise çok uzakta durur. Kim iman selameti ile ölüp cennetin tam ortasında olmak istiyorsa, cemaate yapışsın. Kim iyileri sevindiriyor kötüleri üzüyorsa o,gerçek bir mümindir.'' (tirmizi)
amaç bu değil amaç doğru şeylere iyi şeylere ihtiyaç duymak .
insanoğlu insan öldürmeye bile ihtiyaç duyabilen bir canlıdır daha ötesi kanımca yoktur .
ay da oturup dünyayı yanarken izlemek isteyen insanlar bile vardır . demek ki her insan insan olamıyormuş nasibini alamıyormuş .
öz kızına sarkıntılık edene insan diyene ben insan diyemem .
anadan doğduğu gibi insan kalamıyormuş insan .
bunca karmaşanın içinde bir doğru yol oldugu ne kadarda belli değil mi işte doğru yolu bulabilmek tir amaç o yol ki aşkla sevgiyle ölümü bile arzulatır .
insanoğlu yalnız yasamadığı ve bir topluluğa/ cemaate aitlik hissi duyduğu için ihtiyaç duyar. cemaat güzeldir, uluda bir cemaattir.
başlık entrysinde anlatılmak istenen ise farklı bir konudur ve kelimelerin dezenforme etmekten başka bir anlam taşımamaktadır.
ya da tahminde bulunması zor olmayan bir soru olduğu için fikir yürütebiliriz.
dinin toplumların afyonu olduğunu söyleyen nietzcheyi haklı çıkarır.
insanları bir fikir, bir inanç, bir ideoloji etrafında toplayıp sonra da bundan maddi-manevi çıkar sağlamayı düşünmüş insanlarıın bulduğu yol genel kabul görmüş yoldur.
o yüzden bilindik yol her zaman gvenli yol olmayabilir.
aklın yolundan sapmışlar için daima bir kurnaz lider bulunur.
akıl, mantık, sevgi üçgeninden çıkmışlar için onları okuyup üffleyerek iyileştirecek, onun yerine kuranı okuyup ona masallar
anlatabilecek bir kırmızı başlıklı kız kurdu bu ihtiyacı giderecektir.
muhtemelen önüne serilen bedava dersane ve yurt imkanı, evine yapılan yardım vs. onu cezbedip, bunların karşılığında kendi aklını cemaate emanet etmiştir.