Karşısındakine ''insan'' gibi bakabilmek ve ona ''insan'' gibi davranabilmek... Bakmaın siz bunu yazmak da, söylemek de işin en kolay kısmıdır. Zor olan onu yaşamak ve yaşatmaktır.
"Geleceğine" giden insanların notları arasından bir demet:
"Bir topluluk göründü en uzaklardan.Önlerinde arkalarında ve yanlarında yavaş adımlarla onları ilerleten insanlarda görünüyor.Bir matem esintisi yalıyor
her yeri.Bu zamandakilere benzemeyen elektronik aletlere yüzlercesi sabitlenip bekletiliyor.Ardından periyodik olarak bir gürültü kopuyor - kulakları delen -
En şaşırdığımız olanı da - bunu duymuyor gibiydiler- Bir tek insan sesi yok.
Her taraf his kokuyor - müzik melodileri ardı arkası kesilmeksizin öpüyor kulağımızı -
Satırlarımız mutlu bir rastlantı içinde sanki - bize gülüyor gibiydiler - "
tavuklarımı beslemem bile insanlıktır. kaldı ki ben tanımadığım, sokaktaki insanları bile evime alır beslerim. karnını doyurur iyi şanslar dilerim. rahmetli dedemin bir öğütü vardır hiç unutmam; "her gün bir aç köpeği doyur." aç köpek derken hakaret değil elbette. sürekli insanları, köpekleri, kedileri, kuşları doyuran bir insandı. onunda ruhu şâd olsun.
iNSANLIK NEDiR ? DARViN TEORiDE YANILDI BELKiDE AMA BiYOLOJiK OLARAKDA EVRiM GEÇiRMESEKTE BEYiNSEL OLARAK GEÇiRiLEN BiR EVRiM VAR
PROF. Üstün DÖKMEN "Yere düsen ekmegin üstüne basan insan görmedim ama yere düsen insani tekmeleyen çok kisi gördüm" diyor...
Saygili olmaktaki kusurlarimizi söyle anlatiyor:
*Birbirimize saygili olma konusunda 3 tip temel hatamiz var...
Avrupa'da yasayan vatandasimiz, orada yerlere çöp atmiyor ama Kapikule'den girer girmez yerlere tükürmeye, çöp atmaya basliyor. Niye burada böyle yapiyorsun diye soruldugunda, herkes böyle yapiyor diyor. Kendi fikri olmayan insanin duruma göre hareket etmesidir bu.
Ikinci hatamiz, adama göre davranmamiz. Karsimizdaki adam iri yariysa, 'Buyur Abi', diyoruz, ufak tefekse, 'Ne var lan!' diyoruz. Oysa ki, insanlarin onuru birbirine esittir.
Üçüncü hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz yerindeyse eve girerken 'Merhaba millet' diyoruz, degilse surat asiyoruz. Oysa keyfimiz yerinde olsun olmasin insanlara saygili davranmak zorundayiz.
Diyorum ki, yerdeki ekmege saygili olma konusunda ülkemde mutabakat var, kimse basamaz, ayagiyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara.
Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet degil mi?
Çok kadınlı olmak gibi çok kentli olmak da
Varsıl bir duygunun yükselip
Rüzgârda bir bayrak heyecanı
Toprak veriminin insan mutluluğuna dönüşmesi
--Fısıltılar Köprüsü
Özlenen bir içkinin adıdır.
Çok insanı sevmek gibi çok kenti sevmek de
Sokağa çıkarken 20 Nisan 1949'muş gibi
Pleyel Salonu'na Barış Kongresi'ne gider gibi
Bir insanda bir kenti sevmek
--"insanlık"
Özlenen bir sokağın adıdır.
Bir ulusu sevmek gibi bütün ulusları sevmek de
Hepsiyle konuşulur, gülünür, oynanır
En sevdiğim arkadaşım, Hüseyin
istanbul'da komşularından öğrenmiş
Çok güzel Rumca konuşan bir Kürttür
--Dünya
Özlenen bir yemeğin adıdır..
Bir süredir her hafta iş yerinize gelip, ayakkabılarınızı boyayan, 10 yaşındaki boyacı çocuğun, 2-3 hafta gelemeyip, akabinde geldikten sonra "sizi özledim" demesidir.
şu herkesin insanlık dediği şeyi ben insanlarda göremedim nedense. dünyanın yarısı aç geziyor diğer yarısı hayvan gibi, tıka- basa, doymak bilmeksizin yiyiyor, kimisi hayatında deniz görmemiş, kimisi ne yapsam da marsa çıksam diyor. be mına koduğum oğlu!.. dünyanın .mına koydun da uzay mı eksik kaldı? anlayamadığım diğer şey ise yıllardır bu hayvanlarla edilen mücadelenın neden bir türlü sonuçlanmadığı. bazı çok iyi kalpli(!), halk kahramanı, yüce ruhlu kişiler neden hala bu kötülüklere son veremedi? yoksa onlar da mı bu işin içindeler? insanlık neden insanları kurtaramıyor hala?
Zamanın akışı içinde insanlık, bilimin ellerinden gelen darbelerle iki kez, naif özsevgisinin incinmesinin acısını yaşamak zorunda kalmıştır: Birincisi, dünyanın merkezi olmadığını, akıl almaz büyüklükte bir dünyalar sistemi içinde sadece bir nokta olduğunu anladığında... ikincisi, biyolojik araştırmalar özel yaratılmışlık ayrıcalığını elinden alıp soykütüğünü hayvanlar alemine düşürdüğünde...*