bir sanat eseri olarak çekmediği çile, görmediği zulüm kalmayan heykel. önce ülkenin başbakanı ilan edilen şahıs hakkında ucube diye açıklama yapıp yıkımını emrediyor, ardından karşıyaka belediyesinin kendisine talip olması üzerine tam bir siyasi malzeme haline geliyor. Son olarak da yerine kaşar ve bal heykeli yapılmasına karar veriliyor. sayın başbakan, hasbel kader bu ülkenin yüzde ellisinin oyunu almış olabilirsin ve bu ülkenin yüzde ellisi sanattan anlamayan, anlamak için uğraşmayan insanlardan oluşuyor olabilir ama sen ülkenin tamamını temsil etmek, tamamının düşüncelerini ifade etmek zorundasın. bu durumda ılımlı bir üslup seçmen, her kesime hitap ederek konuşman gerekir. en azından daha yapımı tamamlanmamış ve evrensel mesajlar içerdiği söylenen bir anıta, elini gözüne siper ederek uzaktan bakıp, "bu ne la, bi skime benzemiyo." minvalinden yorumlar yapamazsın. saltanat kaldırılalı neredeyse 90 yıl olmuş, çıkıp da elini yüzünü beğenmediğin bir heykele, padişahlar gibi oturduğun yerden , "tiz kellesi vurula" diyemezsin. amsalak bir bakanının çocuk kandırır gibi bulduğu kaşar ve bal heykeli fikrine onay veremezsin. bu ülke, sanatı toplumun can damarı olarak tanımlayan büyük bir adam tarafından kuruldu. sen bu ülkenin başbakanısın, bırak türkiye'yi önce kendin büyük düşün.
yerine kars belediyesi tarafından '' kaşar '' heykeli dikilecekmiş. sanattan çok iyi anlayanların (!) kaşar heykeli nasıl olacaktır merak içinde bekliyoruz .
türkiye'nin, adaletsiz ve eşitliğin olmadığı bir yer olduğunun kanıtıdır; insanlık anıtı.
çünkü: sırf rte beğenmedi diye yıkıldı. adama sorarlar; "sokaktaki adamdan ne farkın var senin ?" eğer sokaktaki adam da beğenmeseydi, yıkacakmıydınız o heykeli? böyle olunca, bu ülkede eşitlikten kim bahsedebilir ???
kaldı ki bana sorarsanız, heykel hiçte fena değil. ha tabi bana sormazsınız... çünkü ben başbakan değilim.
habertürk'te okudum. şimdi yerine "kaşar heykeli" yapılacakmış.
herşeyden önce insanlık anıtı, bir sanat eseriydi. tamam. bir sanat eserini beğenmeyebilirsiniz. ama bu yüzden yıktıramazsınız! kim olursan ol! ucube diyemezsiniz! unutmayın! çocukların söylediği ve benim de her zaman mantıklı bulduğum, bir atasözü vardır: kendi diyen kendi olur.
tamam. kaşar diye heykel de yaptırabilirsiniz. ama insanları, salak yerine koyamazsınız! "kaşar heykel'i yapmak, insanları salak yerine koymaktır" demiyorum. milleti salak yerine koyan, kars belediye başkanının söyledikleridir: "Heykelleri iyi-kötü tasarladık, çok güzel olacak. Kaşar ve bal heykellerini kentin girişinde yolun iki yanına koyacağız. görenler 'demek buranın kaşarı meşhurmuş' diyecek"
-hadi be! ne diyorsun! iyi ki söyledin!- derler adama!
yazık! ülkeyi bunlar yönetiyor!
Yıkımı süren insanlık Anıtı'nı yapan heykeltraş Mehmet Aksoy ise "Çok kaşar bir düşünce. Heykeli yenilir sanıyorlar. Ölçüleri bile belli" diye konuştu.
yıkıp yerine kaşar ve bal heykeli yapacaklarmış. iyi kötü birşeyler tasarladık güzel olacak ne demek lan. Amk. oldu olacak ekmekde yapın ortasına. sanat bu mudur ulen? birisinin heykelini yıkıp, ya bizde sanattan anlıyoruz amını yiyim ya demek midir? çok ayıp lan.
kanat atkaya nın bildirdiğine göre söz konusu anıtın heme yanın da bir de tabela varmış.
bildiğiniz müteahhit tabelalarından ve aynen şöyle yazıyormuş :
iş : insanlık anıtının yıkılması
yıl : 2011
( ironinin dibine bu kadar vurulur yemin ederim)
kaynak : 28/4/2011 hürriyet gazetesi aynı adlı yazarın yazısı.
(bkz: recep tayyip erdoğan)a halen oy vermeyi düşünen varsa insanlığına geçirim dedirten olay.uygar bir ülkede adamın teki heykeli hedef alarak şu ucubeyi yıkın diyecek ve yıkılacak üstüne o iğreti kişiliğe oy verilecek.oy verenin insaniyetine teğet değil direk geçirim.
Dün heykelin boynuna geçirilen çelik sicimin altı kez koptuğu haberini veriyordu televizyonlar... Ve görüntülerde; vuruldukça sarsılan, sallanan, direnen, ama parça parça dökülen insanlık Anıtı vardı...
Öbürlerinin infazını da aynen böyle seyretmiştik...
imam yıkım emri verdiğinde, çevreye yasak bantları çekildiğinde, polisler etrafı kuşattığında, yıkım makineleri çalışmaya başladığında, sabah karanlıklarında evlerden testere sesleri yükseldiğinde, içimizdeki korku ve acıyla sorduk kimi zaman:
Ne bu?
Yıkım...
Kim?.
Türkan Saylan mı?...
ilhan Selçuk mu?..
Ya da hepsi mi?..
*
Tarikat şeyhinin yanına yakışmadığı için sökülen heykele iyi bakın...
Sadece kendi yıkılışını anlatmaz...
Bir karşıdevrimin kin ve nefretle yıkımını anlatır size...
pardon da harbiden ucube be kardeşim. siyaseti filan bir kenera bırakın: ucube lan işte. bildiğin ticari sanat, bienal sanatı, kapitalist sanat ürünlerine benziyor. adi, vasıfsız, boş bir beton yığını.
Bugün kafası bedeninden ayrılmıştır. Tamam heykel güzel bir heykel değil ama zaten bitirilememiş bir şey bu. Belki bitseydi yahut daha özenli yapılsaydı güzel olabilirdi. Devlet bu gibi durumlarda sokaktaki herhangi bir vatandaş gibi davranmaktan vazgeçmeli. Kahvehanedeki adam "yıkın la bunu götüme benziyor" diyebilir. ama devlet bunu deme lüksüne asla sahip değildir. Daha mantıklı çözümler getirilebilirdi.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın "ucube" diye nitelendirdiği ,35 metre yükseklikte ve yıkılması için bilmem kaç bin dolar harcanacak olan sanat eseridir.
(bkz: heykeltıraş mehmet aksoy)
ülkede sanat anlayışının olmadığını gösteren. yahu evet bence de güzel değil şekli falan ama sonuçta öznel düşüncemiz bu yani güzel gelen vardır ayrıca picassonun sadece üçgen dolu tabloları da şahsen bence güzel değil diye yakmak mı gerekir? elbetteki hayır. işte sanat budur, çirkin de olsa sanat eseridir, üzerinde emek vardır ve üstüne zıçılmaz. ama burası türkiye tabi ki devam edin.
chp karşıyaka (izmir) belediyesinin gündeme gelip nasiplenmek için "hemen alırız getirip izmire dikeriz, biz sanatın değerini biliriz" diye artizlik yapıp ardından her zaman olduğu gibi kıvırdığı olayın nesnesidir. ne oldu hani alıyordunuz? gelin alın diyesi gelir insanın.
ermenilere yalakalık olsun diye yapılmış bu yüzden ermenistan sınırlarından da görülebilen , hiçbir estetiği olmadığı gibi yapılma misyonunu yüzünden oluşan siyasal anlamından başka hiçbir anlam taşımayan, yıkılmasından taraf olduğum taş yığını.
ek; burada asıl tartışılması gereken bir ülke başbakanın haddi olmayan işlere karışması. ben sadece başka bir perspektiften baktım. beyler sakin...