Evet sevgilir yazar, çaylak ve silik ve üye olmayanlar. Bu koskoca ve her insanın götüne en az bir kere girmiş olan bi gerçek. Birine güvenirsin, seversin, belki ihtiyacın vardır o an herhangi birine, ondan. Belki de ciddi ciddi seversin yani. Sadece aşk değil bu. Hatta çoğunlukla aşk değil. Gerçek şu ki sen kime sırtını dayarsan daya, en küçük bir pürüzde ayaklarını kıçına vura vura kaçacak o kadar çok insan var ki! Bitmiyorlar amınakoduklarım. Bi yola birlikte başlıyosan eğer, iki veya üç kişi farketmez, sen menfaatlerini geride tutmak zorundasın. Hadi çıkarı geçtim, abi sen arkadaşını, sevgilini artık sevmiyosan bile kalbini kıramazsın, değersiz hissettiremezsin. Kişilik sahibi olun biraz abi. Şu genç yaşımda insanlardan, arkadaşlıktan, aşktan soğuttunuz lan. (bkz: tamam sakinim)
artık tüm insanlar kendi menfaati için yaşamakta bu dünyada. bu yüzden kişi annesi hariç kimseye güvenmemeli.
başkaları da bana güvenmesin, garantisini veremem. artık acımasız oldum çünkü.
Bu gerçeği tecrübe ile sabitlemek insanı hayattan soğutur e sonra kendinizinde bir insan olduğu g3rçeği ile yıkılır ve kendinizinde nanköt olduğu farkına varırsınız nankörlük bazen bilinmeden de yapılır ince bir çizgide kuruludur nankörlük bir bakmışsınız ki nankör olmuşsunuz ama farkında bile değilsinizdir. Nankörüz işte huyumuz kurusun.
Yapılan iyiliklerin çabuk unutulması sonucu yapılan bir tespittir. Aslında nankörlük bir seçimdir isteyen insan gayet dürüst ve iyiliğe karşı iyi şekilde davranabilir.
artık iyice anladığım durum. bir arkadaşım var. en az 10 yıllık. hal hatır sorar, araşırız, dertleşiriz. bir gün paraya ihtyiacı olduğunu söyledi. ne kadar? dedim. 300 lira yeter dedi. iban at dedim. attı ve anında eft yaptım gönderdim parayı. benim de durumum sıkışıktı he bir de o zamanlar. işi görülsün ben idare ederim dedim.
aradan yaklaşık 4 ay geçti hiç ses seda yok. 300 lirada da değilim. beni arayıp sormamasından rahatsızım. borcumu isteyeceğimi falan düşünüyordur diye yazmıyordu galiba. ben de yazarsam para için yazacaığımı düşünür diye pek yazmadım. 300 lira yani para da değil. sonuçta kaç yıllık arkadaşım. mevzu arayıp sormaması. eskisi gibi değil yani. sonra hayret mesaj attı konuştuk biraz. saçma sapan çocukça sorular sordu. beni uydudan izleyebiliyorlar mı gibisinden. o kadar saçma ki çocuk sormaz. dedim sen kafayı sıyırmışsın, git bir işe gir hem de benim 300 lirayı ödemiş olursun dedim güldüm. sonra şaka şaka gerek yok dedim. muhabbet öyle bitti. ertesi gün mesaj attı tanıdık avukat var mı? diye. hayır yok dedim. hayırdır ne oldu? dedim. cevap vermedi. bugün mesaj attım. naptın, nasılsın? dedim. bırak ya sen de biliyordun her şeyi en başından yazma bana dedi ve beni engelledi. ulan senin arkadaşlarını tanımam. aileni az çok tanırım. seninle alakalı sadece ortak arkadaşları bilirim ki pek görüşmem. işten eve evden işe yaşantım böyle. hiçbir cevap vermemek için engelledi. yani neyi en başından beri biliyorum anlamadım. ben bunun saatlerce derdini dinledim, her konuda yardımcı olmaya çalıştım. parası bitti para gönderdim. arabayla gideceği yere bıraktım. nankörlükten başka bir şey değil yani bu. biliyorum ki sırf o 300 lirayı vermemek için engelledi sildi beni attı. yani amk parası çok mu önemliydi? veremiyorum ya da vermicem de geç. ben de senin canın sağ olsun kardeşim der geçerim. gerçekten yazık.
Öyleler ama belki sorgulamamız gereken neden öyle olduklarıdır.
Sokakta sürekli miyavlayan bi yavru kedi vardı. Annesi hasta olduğu için bırakmış. Arabaların altında sürüne sürene bir şekilde yakaladım, eve getirdim. Suyunu ve yemeğini zorla yedirip içirdim, kaka yaparken her yerine bulaşıyor diye her gün yıkadım, kuruttum. Veteriner bir ton teşhis koyduktan sonra ilaç tedavisi başlandı, ilaçlarını içirdim düzenli. Gece uyanıp uyanıp kontrol ettim. Çok zor iyileşti ve iyileştiği ilk andan beri, beni her gördüğünde kedinin orta tarafı diklesiyor, tüyleri kabarıyor ve bazen tıslayıp yan yan yürüyüp kaçıyor. Benim olduğum ortamda bir şeylerin altında saklanıyor. Ona tek bir yardımı dokunmamış diğer insanların kucağında durmayı tercih ediyor. Bana bakınca onu iyileştirmeye çalışan o insanı görmüyor. ağzını açıp zorla yemek verip yıkayan o insanı görüyor. Ve ilginçtir kedinin bu hali çok hoşuma gidiyor. Bu savunma hali benim zaten o kediden beklediğim şey.
Insanın nankörlüğü yine bizimle alakalı gibi geliyor bana. Verdiğimiz her şeyin karşılığını istiyor olmamız insanları ve kedileri nankör yapan şey. Bize iyilik yapan insanlara karşı bir savunma mekanizması geliştiriyoruz belki. ya doğru olan buysa?
Bir ara çalıştığım yere bir arkadaşın babasını tedavi olsun diye soktum. Bedava tedavi oldu ve adamın ödemesi gereken tutar en az 10-15 bindi. Bir doktorun muayene ücreti 800 liraydı en son. Duyulması demek hem benim hem de içeriden ayarladığım arkadaşların işten atılması demekti. Sistemi yanıltmış olmanın cezası ise tazminat demekti. Normalde bu riski almam, aldım çünkü mükemmel bir plan yaptım. Plan işe yaramazsa sistemi yanıltığım ve tüm bu süreci kimseye çaktırmadan yönettiğim için tebrik bekleyecektim, z planım buydu.
Zaman geçti, paraya ihtiyacım oldu, aklıma gelen elbette ilk insan o oldu çünkü bana borçlanmıştı. Ev almak üzere olduğu halde o dakika parayı hesaba yatırdı. Ve biz anlaşamasak bile birbirimize sürekli borçlu hissettiğimiz için iletişim halinde ilişkiyi sürdürüyoruz. Bu arkadaşlığı ilk bitiren nankör olaRak tarihe adını altın harflerle yazdıracak.
Ve bu mantıklı mı? Soruyorum sadece. Bence değil. Bence nankörlük çok daha mantıklı. Çok net.