kendinle tanışmamış olmak..
kendinle barışık ol-a-mamak..
çevreyi ve kendini gereksiz sorgulamak..
hala dikiz aynalarından kurtulamamak, yani geçmişe özlem..
riyayı ve iki yüzlülüğü iyi bilmek..
vefasızlığın dibini görmek..
insanları iyi tanımak..
hayatın çıkar ilişkilerinin etrafında döndüğünü görmek.
istemediği, dahil olmaktan hoşnut olmadığı bir kapitalist çarkın dişlisi olmak..
şaşkınlığını kaybetmek..
erdemli ve dürüst yaşamanın gereksizliğine kanaat getirmek..
hep daha fazlasını istemek, daha fazlasını gördükçe yetinememek..
imkansızlıklar ve buna bağlı olarak gelen ruh sıkıntısı..
kendinden uzaklaşmak, daha da uzaklaşmak. Sonunda kendini tanıyamaz hale gelmek..
hayata karşı büyük beklentiler beslemek..
büyük beklentilerin hayatın gerçekleriyle örtüşmediğini görmek..
hep tamam bu sefer demek, ama hep yanılmak..
her ilişkide bir parça bırakmak, dolayısı ile toparlanamamak..
keşkelerinin iyiliklerini sikip atması..
yüzü insanlara, gözleri içine dönük yaşamayı benimsemek..
insanlara yaralarını göstermek, her defasında darbeyi o insanlardan ilk o yaralarından yemek.
kaçmak istemek, becerememek..
son bulmayan kendini kendine ıspat etme çabası..
etrafındaki insanları kendinden fazla önemsemek.
farkında olmadan kendine zaman ayıramamak.
hiç bi şeyi bıraktığı gibi bulamamak..
herkesi kendi gibi sanmak..
kendini hala tanıyamamış olmak.
kendinle tanışmamış olmak..
mutluluğa verdikleri anlamın içeriğidir. bir şeyi neyle ve nasıl tanımlarsan ondan beklentini de ona göre ayarlarsın. lezzetli olduğunu düşündüğün bir kebabın tadı beklentine cevap vermezse mutsuz olacağın gibi..
tamamen iki şey etrafında döner bunun nedeni.
1. döngüsel kader anlayışı.
2. mazoşist dürtüler.
birinci maddeden başlarsak,
insanlar mutlu olduklarında hemen ardından "bu kadar mutluluk olamaz, kesin bunun ardından bir kötülük gelecek" derler ve hemen kötü düşünmeye başlarlar. daha sonra kendilerini hep mutsuz ederler ki (evet kişi kendi kendisini mutsuz ediyor, küçük olayları büyütüyor, paranoyaklaşıyor) sonrasında hak ettikleri büyük iyilik-ödül gelsin.
ikinci maddede ise cinsellik ön planda. bu kişiler genelde karşı cinse ya da kendi cinslerine derin bir bağlılık duyarlar sonrasında da kendileri ayrılırlar. hatta yürümeyecek ilişkilere balıklama atlarlar ki karşı taraf kendisini bıraksın, terk etsin. bu terk edilme veya bırakma sonrasındaki o buhranlı anlar, o depresyon süreci kişide seksüel bir haz uyandırır. yani mutsuzluk sonrasında büyük haz getirecektir.
bu iki maddeye baktığımızda ortak nokta olarak şunu görmekteyiz. insanlar bilerek mutsuz oluyorlar; çünkü mutsuzluğun ardından hemen mutluluk gelecektir. tek sebep budur.
her kötü günün ardından mutlaka güneş doğar.
seks hayatının olmaması en büyük mutsuzluk kaynağıdır. gerisi fasa fiso. kimse başka bi neden aramasın. ne için çalışıyonuz lan. güzel atlara binmek için. geçim derdinizi sikiyim.
Psikoloji. O an icin bir olay insani mutsuz ederken bir sure sonra ayni sey insanda her hangi bir his uyandirmaz. Bu da mutsuzlugun sebebinin psikolojik oldugunu gosterir.
parası vardır tipi yoktur
zekası vardır parası yoktur
tipi vardır parası yoktur
her şeyi vardır sağlığı yoktur
her şeyi vardır ailesi yoktur
gibi gibi u kombinasyonlar uzar ama bunun hepsine sahip olan az da olsa bi güruh var o güruh hayatta olduğu sürece kimse mutlu olamayacak hadi gidip lanet kafalarını keselim yok tamam sakinim.