tabi mazoşist denilince aklınıza kendini tokatlamaktan zevk alan, boynuna tasma taktırıp hakaret ettiren, orasına burasına vurdurup acıdan kahkaha atan tipler geliyor değil mi? ben onlardan bahsetmiyorum.
çevreme bakındığımda şunu fark ettim. insanların çoğu gerçekten mazoşist. üstelik bunun farkında değiller. mesela, arabesk müzik dinlemek bile bir mazoşizm belirtisidir. arabesk dinledikçe daha karamsar, ümitsiz bir ruh haline bürünürsünüz. ayrıca şu sözlere bakın bi; "beni terk ettin" "mahvoldum" "öldüm" "bittim" vb. sözler geçiyor. düpedüz acı çekmekten haz alıyorsunuz. sadece şarkı olarak da düşünmeyin. düşünceleriniz bile bu yönde. sürekli hayatın kötü olduğunu, size zulmettiğini ve çok mutsuz olduğunuzu söylüyorsunuz. oysa bir çoğunuzun durumu o kadar iyi ki, sizin yaşadığınız hayatı yaşamak isteyen milyonlar vardır. ama siz kendinizi berbat bir konumda olarak görüyorsunuz (olmadığınız halde) ve şaşılır bir biçimde bundan zevk alıyorsunuz.
bu hissi çok iyi biliyorum, çünkü bir zamanlar bende öyleydim. resmen psikolojik acıdan zevk alıyordum. isyan etmek, ağlamak, depresif şarkılar dinleyip hayata sövmek bana haz veriyordu. bundan şikayetçi gibi görünüyordum, görünüyorsunuz. ama öyle değiliz. çok dikkat edin, melankoliden zevk alıyorsunuz. bu bir hastalık.
ayrıca, kaç insana şahit oldum hatırlamıyorum. kendisine değer vermeyen ve onu aşağılayan kişilerin peşinde koşan insanlar.. eminim bu yazıyı okuyanların bile bir çoğu eski sevgilileri veya etraflarındaki birileri kendilerine değer vermeyip küçümsediği halde peşlerinden koşuyorlardır.
bu çok ciddi bir hastalık. genelde uzmanlar insanların mutsuz olmamaları için tavsiye veriyorlar. ama asıl farkında olmadıkları şey şu; insanlar mutsuzluktan haz alıyorlar. düşünün, izlediğiniz filmlerde genelde havalı ve karizmatik başrol karakterinin hep bir derdi vardır. mutsuzdur. derin acılar içindedir. veya dinlediğiniz şarkılarda şarkıyı söyleyen eleman ya aşk acısı, ya dost kazığı ya da diğer türlü sıkıntılar çekiyordur. okunulan kitaplar, yazılan şiirler vesaire.. hepsi acı üzerine kurulu. bizde öyle bir algı oluştu ki, hepimiz kendimizi acı çekme zorunluluğu içinde hissediyoruz.
mutsuzluktan haz almak, mutsuzluğun kendisinden daha tehlikelidir. belki bazılarınız bana inanmayacaktır. insan mutsuzluktan haz alır mı hiç? diyeceklerdir. öyle bir alır ki... sadece kendinize dikkat edin, içine düştüğünüz bataklığın farkına varacaksınız...