5 litre yağ 80 lira, Almak zorundasın. 5 kilo un 35-40 lira, almak zorundasın. Şeker, tuz, makarna, pirinç vb temel gıdaları da ekle yanına sadece bir süre doyabilmek için minimum 400-500 lira bırakmak zorundasın markete.
Bakıyorum kimsenin sesi çıkmıyor, akşam oturup enflasyon haberlerini izleyip sosyal medyada atar yapıp oturuyor herkes.
Şu dış güç lafını ağızlarına dolayıp dalga konusu yapanlara gıcık olmamak elimde değildir.
Öncelikle Tarihte ve çağımızda devletler diplomatik manipülasyonlar tehditler, ambargolardan toprak işgallerine, birbirlerine karşı müdahalelerde bulunmaktadır.
Kuşkusuz, günümüzde de devletlerin, büyük şirketlerin, illegal örgütlerin vb. başka ülkelerin çıkarları aleyhine faaliyetler yürüttüğü bilinip görülmektedir. içinde bulunduğu coğrafya, geçmişten gelen sorunlar, ekonomik çıkarlar ve değişen konjonktürler yakın geçmişte de Türkiyeyi önemli ve tehlikeli dış müdahalelerle karşı karşıya bırakmıştır.
Esas konuya gelecek olursak; yani Market fiyatlarına gelince, eğer bir marka 5 lt ayçiçek yağını 59 tl den, diğer bir marka 5 lt ayçiçek yağını 72 tl den satıyorsa burada vatandaşı kazıklayan yine bizim kendi vatandaşlarımız olduğu ortaya çıkıyor https://galeri.uludagsozluk.com/r/2121956/+
Elbette şunu da belirtmek isterim ki denetleme yapmak ve bu şekilde aşırı dengesiz fiyatlara dur demek yine devletin görevidir. Para cezaları yerine şirket kapatma cezası verilmesi kesinlikle caydırıcı olacaktır.
çıldırıp ne yapacağız kendimizi mi yakalım? erken seçim olsa diyorum... sonra vazgeçiyorum. bildiğim tek bir şey var o da pandeminin bunların ekmeğine yağ sürdüğü. pandemi olmasaydı da ekonomi bu noktaya gelecekti zaten. ayak sesleri 2018'de tl'nin önlenemez düşüşünden beri yükseliyordu. pandemi geldi de insanlar bu mevzuyu ona bağladılar. insanlar demişim kusura bakmayın, çomarlar demek istemiştim.
Ben söyleniyorum. Daha dün raf fiyatı 18₺ olan çay kasada 19₺ geldi diye cavladım. Bir lirayı geri verdi ve fiyatlar kasada değişti, raftakileri yetiştiremedik dedi. Rafları falan devirmek, ortalığı kırıp yıkmak istiyorum. Millet bir kıvılcım arıyor zaten. Yetti artık.
duyarsızlaşmayla ilgili bir durum. organizmanın olumsuz bir uyarıcıdan duyduğu rahatsızlık pik yaptıktan sonra azalmaya başlar ve neticede organizma duyarsızlaşır. çünkü her olumlu ve olumsuz duygunun çıkabileceği en üst seviye bellidir ve o seviyeden sonrası yoktur. bu hikayede organizma bizi tanımlıyor. hakikaten bu ülkede organizmadan bir farkımız da yok zaten.
kredi kartları sağ olsun dedirtir. şimdi gene malum kesim "çıldıracak" ama olsun doğru bildiğimizi yazmak boynumuzun borcu.
herkeste en az 1 kredi kartı var. bazılarında 2-3-4 tane falan var. alış verişleri bu kartlar ile yapıp parayı takside böldürdükleri zaman "ekonomi çoh eyi çohhh" diye gezmeye başlıyorlar sokaklarda. anlayamadıkları nokta yaptıkları alış verişlerin paraları tek seferde ceplerinden çıkmayınca kar ettiklerini zannediyorlar ama o kredi kartları faizler ve ana para ile iyice şişip ödenemez hale gelince ki bu en faz 1-2 sene sürüyor o zaman mevzuya ufak ufak uyanmaya başlıyorlar. bu seferde olayı siyaseten ele alıp o meşhur "inatları" devreye girip gene isyan etmiyorlar.
bak 5 parça ürün alıp marketten çıkman temizinden 100 lira. içerisinde öyle et met yok he. kaşar peyniri aldın yanına birkaç parça kahvaltılık aldın diyelim temizinden 100 lira gidiyor. her şey pahalı. olması gerekenden çok daha pahalı. ama işte insanlar olaya sadece siyaset gözü ile baktıklarından ses çıkartmıyorlar. oysa ki kazık sadece bize giriyor. sade vatandaşlar olarak hepimize yani..
Çıldırıyorum. insani ihtiyaçları karşılarken bile kampanya kovalamak insanın ağırına gidiyor. Özellikle aynı oranda alışverişi yurtdışında yaşayanların videolarında 5 te bir fiyatla görmek çok üzüyor.
Ben küçükken ayçiçek tarlaları götüre verilirdi, karşılığında tenekelerle yağ alınırdı. Şimdi çiftçi üretim yapabilmek için zenginin yatının yakıtından daha fazla para harcaması lazım. Hayatta kalmak için üretim bile yapamıyor, çünkü üretim yapacağı traktörüne kadar haczediliyor.
Ama yandaşın borcu siliniyor.
80 lerde ihracat fazlası verdiğimiz ürünleri 3. Dünya ülkelerinden ithal ediyoruz. Ama bunları konuştuğumuzda silivrinin hava durumundan bahsediliyor. Çiftçi anasını da alıp gidiyor, başka hiç bir yere varılmaz bu ülkede.
Ulan Hükümet hiç sorumlu değil zaten. Her hafta bir yerlere çıkıp, ekonomiyi öve öve bitiremeyen sonra da gayri ciddi biçimde Instagram'dan istifa eden adam hiç sorumlu değil.
insanlar market fiyatlarını görüp çıldırmasınlar diye bazı yandaş medya unsurları insanları marketlere karşı eğitici haberler yapıp, tavsiyelerde bulunuyor.
örneğin bugünkü takvim gazetesine göre markette alışveriş yaparken şunlara dikkat edilmeliymiş;
-alışverişe tok karnına çıkılacak, yanınızda çocuk olmayacak.
-market alışverişinde araba yerine market sepeti kullanılacak.
-raflardaki ürünlere dokunulmayacak, dokunulursa sahiplik duygusu uyanırmış.
-marketlerde yapılan ikramlardan uzak durulacak.
-gurme reyonunda zemin titrer, orada daha yavaş ilerlenirmiş, buna aldanmayın.
-kasiyer indirimli ürün teklif ederse aldırmayın.
sesini çıkaran akp ve şakşakçıları tarafından terörist ilan edilir. ama devran dönüyor ömrümüz olursa elleri kelepçeli polis araçlarına bindirildikleri günleri de göreceğiz inanın buna göreceğiz.