bugün

Filmin sonunda "Meze" olacağınız ihtimali bulunduran istek. Dertleşme ülküsü güdenlerin küçük kısmı hariç, ekserisi filmin sonunu değiştiriyor. Dertleşme ayağına bazı hayatlar kayıyor. Çünkü dertleşme içdökme sanatıdır ve içte olanlar "sır" ihtiva ediyor. Kölelerinizi azat edip onlara köle olmayınız. Hiç tanımadığı insana selam vermeyenler dertlerini ona açıyorlar. Ne güzel istanbul. Hiç tanımadığınız insanlarla umutlaşın.
doğal ve makul bir istektir.

özellikle bu dertleşmeler spesifik bir olay üstünden değil de genel sıkıntılar, düşünceler üstüne olduğunda bir nevi "size cevap veren bir günlüğe" yazıyormuş gibi hissedersiniz. birilerinin dedikodusu, bir şeylerin hırsını atmak gibi değil de; kafanızda dönüp duran ve söylenmedikçe ince ince rahatsız eden bazı fikirler vardır mesela. onları aktarırsınız, karşınızdaki de aynı şekilde size aktarır kendi düşüncelerini.

bir tanıdığınız gibi "siz sustuktan sonra sizi yönlendirmek için" değil de gerçekten anlamak, düşünmek için okur yazdıklarınızı karşıdaki insan.

dinlendiğini bilerek konuşmaktır kısacası, her iki taraf için de.

dinlenmek güzeldir.
(bkz: usualsuspect)
Dertleşince büyü bozuluyor.
kadınlarda bu dertleşme mevzusu kimi zaman o tanımadığı biriyle yatağa kadar gider.
Belki ekmek çıkar ümidiyle başvurulan yöntemdir.
Ona bile üşeniyorum.
tarafsız yargı gibi, iyidir.
Dertleşmenin bitmesiyle "niye o kadar şey anlattım ki?" pişmanlığı kaplar insanın içini...
mükemmel hissettiriyor, yargılanmadan içini dökmek gibisi yok.
ezik, asosyal, zayıf insanların başvurduğu yöntem.
Ted mosby sendromu diye bilinir.
hiç geçmeyen istek.
genelde en çok vuku bulan hadisedir. yakınınızdaki insanlara anlatamadığınız şeyleri, hiç tanımadığınız insanlara daha rahat anlatabilirsiniz çünkü iletişiminiz olmayan bir insandan zarar görme olasılığınız çok düşüktür. hayatta yenilen kazıklar neticesinde insan çekiniyor bazen yakınındakilere açılmaktan.
kimseye anlatamadığı, içinde tuttuğu dertlerini kendisini tanımayan insanlara anlatması iç rahatlatıcı birşeydir. kişiyi tanımadığı için onu yargılamaz, eleştirmez, olan biteni anlamaya çalışır karşıdaki kişi.
içinden bir ses " bu kişiye derdini anlat" der.
Kişinın Karsısındakı kısı onu tanımadıgı ıcın daha rahat konusabıldıgı,ıcını acabıldıgı ıcın yaptıgı eylemdır. Gayette ıyı gelen bişey bence.
Tamamen biz türklere özel olan bir duygudur milletimizin samimiyetinden kaynaklanıyor.
kimi zaman herseyden daha iyi gelir insana.
yakın gördükleri tarafından sadece dinlenmek yerine sürekli yargılandığında insanın içinde oluşması kaçınılmaz istektir.
objektif birinden değerlendirme alabilmenin bir yolu. hiç tanımadığımız birileri her zaman daha yardımcı olur doğru kararlar almamızda.
sıkıntılarını ve sorunlarını rahatça dile getirebileceği düşüncesiyle oluşan istekdir.