- bazen enstitüdeki cayciyi seversin, demledigi güzel caylar gibi icinizi isittigi icin gülümseyisiyle. hayata olan pozitif bakisiyla. zaman zaman hos sohbeti, saygisiyla.
- bazen bi bebegi/cocugu seversin hic kan bagin yokken. gözlerini kocaman acip gözünün icine bakisiyla, yüzüne gelip kondurdugu bir öpücükle, o kücücük kollariyla seni kocaman sarmasiyla, oynadiginiz oyunlarla.
- bir arkadasini seversin. hic ummadigin bir anda cikagelmesiyle, yaptigi sürprizle, hayati daha yasanilir kildigi icin. zor gününde yaninda olup elini tuttugu, mutlu oldugunda onun da gözünün icinin parladigini gördügün icin. paylastigin icin herseyi, herseyini!
- bazen de sebepsiz seversin. bir bakis, bir gülüs yeterdir aklini basindan almaya. ne yaparsa yapsin seversin, aglatsa da, üzse de, kirsa da.
- ve sanirim bazen de ölesiye seversin, onun cani senden önce gelir. önce hep o gelir, hayatini adarsin. dünyaya getirdigin candir, canin olmustur. iste hayatimda bi tek bu duyguyu tatmadim henüz.
insan insanı sever, pek neden aranmaz bunda. lakin severmiş gibi görünüyorsa çıkarcı itin tekidir. ha bak bi de insanların nedensiz nefret ettiği insanlar vardır. yaşar hoca diye bir cami imamı var, çok seviyorum herifi. bilmiyorum, ama seviyorum işte adamı. ama başka bi hoca var; o kadar nefret ediyorum ki ondan, böyle ne bileyim; en son 3 sene oldu görmeyeli suratını ama hala fırsatım olsa bir kaşık suda boğarım onu.