insanların allah a inanmama sebebi

entry10 galeri1
    1.
  1. insana değer vermeyi bilen adamın ,insana ait evrensel ahlak kurallarının toplumsal düzeni sağlamakta yeterli olduğunun bilincine tam olarak varması tanrı kavramına gerek duymamanın en birincil sebeplerindendir.

    dünya'da yüzlerce yaşam formu ve din mevcuttur. her birinde mutlu-mutsuz , sağlıklı-sağlıksız milyonlarca örnek mevcuttur. dinin insan algısına ve hayatına hiçbir katkısı olmadığı gibi anlamsız ve çoğu zaman yanlış ritüelleri hayatına dahil edip alışkanlık haline getirmesinin de sebebidir. dünya yerellikten kurtulmalıdır artık. tanrı bizden biri değildir. bize lazım değildir.

    dinlerin hiçbirinin amacı insanlığın gereksiz dogmalar edinmesi değildir aslında. hepsinin özünde vicdan yatar. ama insanlar dinleri ritüellerle bezemeyi 1400 yıllık yanlışlarla dolu islam tarihi örneğinde olduğu gibi çok severler. artık dünya bu iletişim çağında , yeni çağda , evrensel ahlaka ve evrensel insan haklarına , evrensel barışa ihtiyaç duyuyor. evrensellik , insan temelcilik dinden farklı birşey değildir.

    allah size emanet , iyi günler.
    1 ...
  2. 2.
  3. kimin nereden baktığına göre değikenlik gösteren durumdur. bir ateiste sorsan, insanın içindeki içgüdüsel tepkimelerin ışığında ortaya çıkan düşsel eğilimdir diyecektir.

    şahsım gibi inanan birine sorarsanız eğer, varlık varsa eğer, ki bundan hiçbirimizin şüphesi yok, var olan her şey, mevcuda erebilmesi için kendisi dışında bir sebebe muhtaçtır; işte bu yüzden allah haktır ve vardır. peki var olmamız ya da varlık aleminin olması yeterli midir? elbette değildir, bir dönüp bakın şu aleme, her şey ama her şey insana hizmet ediyor, bilinçli bir el onları insanın yardımına koşturuyor, canlı ve cansız tüm varlıklar koordineli bir biçimde görevlerini yerine getiriyor. bunda ötesi var mı?

    bunu sebeblere dayandırmak isteyenler olacaktır elbet, haklılar da üstelik, yalnız kaçırdıkları nokta şudur ki, sebebsiz halk olunan mevcudatı tesadüfe ya da kendi kendine iktiza etmesine yormak daha kolaydır. neden? çünkü altında onun var olmasını tetikleyen bir sebeb yok. madem ki sebebler var, o zaman sebeblerin yaratıcısı da var. bunda kendi varlığından emin olduğun kadar emin ol ve bil ki insan kainata bilmek, sormak ve tasavvur etmek için gönderildi.

    bunu nereden biliyorsun, bu bilgiyi nereden aldın, neye göre yorumladın diyecek olan bilinmezci arkadaşlara cevabım ise, sen nereden bilinemeyeceğini biliyorsan, bende oradan bilinebilir olduğunu öğrendim. *

    edit: genç ateistler rahatsız anlaşılan, eksileyeceğine oturda karşı argüman sür ileri de neyi eksik biliyoruz öğrenelim.
    2 ...
  4. 3.
  5. insanın kendine inanmasıdır...
    1 ...
  6. 4.
  7. Bir çok sebebi olabileği gibi bir çok sebepsizliğe düşebilecek insan düşüncesidir.

    Kısa ve öz belirtmek gerekir ise, zaman denilen bir kavram hiç bir zaman insanlara yarar sağlamadığı gibi zarar da sağlamaz ama hem yarar sağlar hemde zarar.

    Yani insan oğlunun bu gün her gün içinde bulunduğu bir kavramın anlamını bile bilemiyor ise ( zamandan bahsediyorum ) bence bu durumu fazla irdelemeye gerek yok. Nedeni ise çok mantıklı olduğumuzu düşündüğümüz anlarda bile gözümüzün ucundakini göremiyoruz. Bu yüzden insanların mantık yürüterek tanrıyı yok sayması, her gün soluduğumuz oksijeni sırf gözlerimizle görmediğimiz için oksijeni yok saymaya benziyor.

    Gelecek ne getirir bilinmez ama ben bu devrin adamıyım abi.
    0 ...
  8. 5.
  9. batı kültürü asimilasyon iÇin önce yerel kültürleri(en başta din) itibarsızlaştırır. Oryantalizm zaten başka kültür ve dinleri -lafta bilimsel olarak- itibarsızlaştırma tekniğidir. Batı dünyasında Allah'a inanmama daha Çok kiliseye verilen abartılı bir tepkidir. Doğu toplumlarındaki inanÇsızlık ise batı emperyalizminin propogandasına yenik düşmektir. Dikkat edilirse yerel ve orjinal ateist yoktur.birkaÇ istisna dışında Batı üniversitelerinde mankurtlaşmış tipler vardır.
    2 ...
  10. 6.
  11. bazı insanlar için basittir: kötülük, tanrı varsa neden kötülük var? kötülük varsa niye tanrı var? tanrı kötü mü? e iyiyse niye kötülük var, savaş var, açlık var, insan ölüyor, tekrar soruyorum tanrı iyi mi kötü mü? kötüyse inanmıyorum, iyiyse iyiliğine inanmıyorum. şeklinde uzaar gider.
    0 ...
  12. 7.
  13. ama benim ki iyilikle dolu!
    yani tanrım. -en azından benim tanrım-

    Şöyle ki:

    Benim tanrım iyilik dolu...

    Ben ona Yaratan derim sadece.
    Zamanın başlangıcından beri farklı isimlerle anıldı o.
    Ama gerçek şu ki hiçbir zaman kimliğini aleni açığa vurmadı.
    Çünkü insanın anlamasını istedi.
    Kaldı ki insan denen varlığın insan olmasının gerçek sebebi buydu.

    Ben köpekler gibi ağzımla su içmedim yerden.
    Veya kuyruğumla kıçıma konan sinekleri kovalamak zorunda değildim.

    O bana sen insansın dedi.
    Yerden ağzınla su içmene gerek yok köpekler gibi.
    Ben ellerimi kullandım.
    ........

    Benim tanrım iyilik dolu...

    Yaratılışın sırrını sorduğumda tebessüm etti.
    işaret parmağını dudaklarına götürdü gizlilik vurgulayan bir susma işaretiyle.
    Yüzünde bilgiç bir tebessüm vardı.

    Aslında bunu bile söylememem lazım dedi.
    insan bunu dahi kendisi bulmalı.
    Çünkü o, o kadar özgür ve o kadar üstün.

    Ben özgür mü ? Bu ne anlama geliyor diye sordum. Merak etmiştim.
    Özgür irade ve özgür seçim dedi.
    insanı insan olarak yaratışımın gerçek sebebi budur.
    Ben bir kuklacı değilim.
    Ben çoğunlukla izlerim.
    Ve yol ayrımlarında onlara seçenekler sunarım.
    Ve onlar bunlardan birini seçer.
    Ve bu seçime çoğunlukla karışmam.

    Yeniden tekrar etti.
    Çünkü ben bir kuklacı değilim.

    Ve ekledi.
    Eğer insanları tek bir seçime zorlamak isteseydim insanı yaratmazdım.
    insan insandır.
    Çünkü özgür irade ve beraberinde özgür seçime sahiptir.

    Bunun üstüne ben müstehsi bir tebessüm bıraktım dudaklarımdan.
    Karşılık verdi.
    Ne oldu yoksa inanmadın mı bu sözüme ?

    Hayır efendim inandım.
    Ama neredeyse insanlık var olduğundan beri bu böyle olmadı.
    Asla özgür irade ve özgür seçim yoktu.
    insanlar doğdukları andan itibaren sizin adınız kullanılarak öyle veya böyle ele geçirilmişti.

    Yine tebessüm etti.
    Sence ben bunu bilmiyor muyum ?
    Benim adımı kullanarak, zamanında yakınlık kurduğum insanların ağzından sözler ürettiler.
    Sırf kendi faydaları için.
    Ve beni zalim bir zorbaya çevirdiler.
    Göklerin kapılarını insanlara kapattılar.

    Bunu söylerken onun o mutlak sukuneti adete biraz olsun yerinden kımıldamış gibiydi.
    Öfkesi yavaşça dışa vurdu.

    Ekledi.
    Ben onları tanıyorum.
    Siz tanımasanız dahi.
    .......

    Benim tanrım iyilik dolu...

    Ardından devam ettim.
    Peki ya cennet ? Cehennem ?

    Gerçek amaç cennet ve cehennem değildi hiç bir zaman.
    Bu, aklı gerçekten erenlerin inanamayacağı kadar basit bir argüman olurdu.
    Cehennem azabından kurtulmak için yaptığın çabaların seni cennete götürmesi.
    Ancak bunun üstüne kısa bir kahkaha patlattı.
    Kendisi bile buna inanmamış görünüyordu.

    Daha benim verdiğim tek bir sağlıklı nefesin dahi karşılığını ödeyemeyecek durumda iken sizin gerçekte basit ve içsellikten yoksun ve sözde benim rızam için olduğunu iddia ettiğiniz bir iki hareketiniz ile sonsuz mutluluk olan cenneti vereceğimi mi düşündünüz size ??

    Gerçekten bu kadar saf olamazsınız ?
    Ben iyice şaşırmıştım.
    Nasıl yani dedim ?
    Ama biz pek çok ritüel yaptık size olan bağlılığımızı göstermek için.
    Sözümü kesti.
    Bana olan bağlılığınız için mi ?!?

    Yaptığınız ritüellerin sonunda benden buna karşılık hemen herşeyi istediniz.
    Yo hayır siz bunu benim için yapmadınız !
    Siz bunu kendiniz için yaptınız !

    Bu sözü söylerken belirgin bir öfkeye sahipti.
    Sonra oturduğu tahtından aynı ciddi tavırla hafifçe öne doğru eğildi.
    iyice anlamamı istercesine tavizsiz bakışlarını üstüme dikmişti.
    Korktuğumu hissettim.
    Cesaretimi yapabildiğim kadar topladım.
    Peki nedir o zaman diyebildim ?

    Cevap vermicem dedi.
    Sesi kesin bir kararlılığa sahipti.

    Sizi bütün bunların anlamını çözebilecek kadar iyi yarattım dedi.
    Ve o anda kendini yeniden geriye doğru yasladı tahtında.

    Ve ekledi. Ama bu kez sakindi.
    Sesi soğuk ve karanlık bir tınıya sahipti.

    Çünkü siz insansınız !

    Lütfen dedim söyleyin.
    Bunu bilmeliyiz. Peki nedir o zaman ?

    Sanırım benim bu üstelemem ve samimi çağrım karşısında devam etmeyi uygun buldu.

    Ben çok üstünüm.
    Sizin idrakınızın çok ötesinde.
    Eğer cenneti verecek isem dahi bunu kime vereceğimi ve hangi koşullarla vereceğime sadece ben karar veririm. Siz değil !
    Öte yandan bunların hepsi boş.
    Gerçeğin aynasında görülmesi gereken şey bu değil.

    Sizin gerçek göreviniz bu değil.

    Peki nedir efendim söyleyin lütfen dedim.
    Söyleyin.

    Samimiyetime olan inancı devam etti.
    Ve tek bir şey söyledi.

    Artık sadece verin, almayın ! Tekrar ve tekrar her bir yeni bedene bürünüşünüzde.
    .....................

    Bunun sebebini de sonra anladım.
    Çünkü onun iyilik dolu olduğunu ve güzelliğini ancak böyle görebilirdim.
    Sadece vererek.

    Kime mi ???

    Ayırmaksızın tüm insanlara.
    Tüm hayvanlara.
    Tüm canlılara.
    Tüm evrene.

    Ve sonunda geldiğim yerde fark ettim ki, benim tanrım iyilik dolu...
    Ben ona Yaratan derim sadece.

    http://galeri.uludagsozlu...zl%C3%BCk-capsleri-19206/
    2 ...
  14. 8.
  15. 9.
  16. allah olsaydı akp gibi bir parti olmazdı.

    allah kitap diye ülkeyi soydular. adamlar çarpılmadı.

    allah malah yok. ben allaha inanmıyorum.
    2 ...
  17. 10.
  18. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1793164/+

    kedi ve baykuş.. bu ikisini ancak bir Allah var edebilir.
    Şunlara bakar mısınız Allahu ekbeer.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük