Bu naçizane bizi tarif ediyor. Gece saat 01:30 minübüs bekliyorum caddede baktım italyan plakalı bir araç yanaştı adres sormaya çalışıyor. Sorduğu oteli biliyorum fakat onun bulması imkansız. Yarı işaret yarı Tarzanca "ben seni götürebilirim" dedim. bindik tabi passata adam mühendismiş. Çat pat ingilizce sohbet ediyoruz yol boyunca. Neyse otele vardık. Adam bir şeyler ısmarlamak için rica etti memnuniyetinden tabi kabul etmedik. Bize yakışmaz dedik. Belki italyaya davet edecek misafiri olarak ağırlayacak o derece yani. Fakat şunu itiraf etmekte bir beis görmüyorum; türkiyeyi bırak dünyanın neresine gitsem adresimi bulurum allahın izniyle. Neden? Cevabı basit. Bu güne kadar kim bize adres sorduysa bilebildiğimiz kadar edrese teslim tarif etmişizdir de ondan.
gururlandırır. bu sabah dolmuş ile rutin şekilde işe seyirtirken arka sıradan "kireç ocağı yolu caddesine nassıl gideriz yeğenim" sorusu ile gelen ve dolmuşçunun bile cevap veremediği adresi karşısındaki bakırköy adliyesinden tut köşe başındaki bakkalına varana kadar tarif ettim dolmuş içerisinde 2 tane bey abiye. dolmuştaki diğer insanlar cümlelerimin ahenginde girdaba kapıldılar zerhoşa döndüler adeta. tarif bitince alkış furyası koptu dolmuşçu binerken takdim ettiğim ücreti misli ile geri verdi "abi sen ne mübarek bir adamsın senden para alan ellerim kırılsın" diyerek. hemen arkadaki kızlardan aldığım evlenme teklifi de cabası oldu..
yok lan adres tarifi kısmı hariç diğer hepsini salladım elbette. ama gönül böyle hissediyor tabi. gugıl şehir haritası gibi hissediyorsun *