kendine ait olmayan cevrelerden olan insanları yada herhangi bir kusurunu gördüğü kişilere karşı önyargılı yaklaşma ve o tip insanları alay edici unsur olarak görme durumudur.
(bkz: küçüklük kendini büyük hissetmektir)
kendisi profesör olmadığı halde hatta kaldırımda boş boş gezip, ordan burdan duyduğu bilgilerle donanıp siyaset sahnesine veyahut bilim sahnesine çıktığını sanan insanların beyinsiz olduklarını kanıtlamak için girdiği çabalardan biridir.
fiziksel olarak empire state binasnin cati katinda ikamet eden birey için gayet normal bir durumdur. fakat en sıkıcı düşlerin bile altın sarısı, dolar yeşili olduğu bu devr-i devranda kişinin kendisinde olmayan şeyleri varmış gibi göstermesi ve kaz kafalıkta direnmesidir. amerika cadi avi döneminde ismini zikretmeye tenezzül bile etmeyeceğim domuzun kullandiği bu en etkili saldiri - daha doğrusu defans- taktiği ne yazık ki herdaim basarılı olmuştur. suratına bakın istediğiniz gibi sicabilirsiniz;
işin komik yanı toplumsal hayatta mesela yolda yürürken tabakhaneye bok yetiştirmek zorunda kaldiğiniz vakit bama güme yürüdüğünüzde herkes yol açar size. kimse hemserim oha demez. fakat siz efendi gibi yürüdüğünüz vakit ise herkes üzerinize basar.
işeme sıçma seanslarınız bittiyse eğer bu surati hafiniza iyi kaziyin. cünkü genelde bu tipler salvo yaptiklari yaptiklari vakit siz havlarsaniz sikilmiş sipa gibi kacarlar. cünkü aciklari coktur. onlar zemzem kuyulariniza zayif kuyularına isemeden siz de akıl mantıkla onlari bir osurukla tarumar edersiniz.
bu kişiler kendileriyle alay edemez, edemediklerinden dolayi zekice bir alay onlarin ezberlerini bozar ve kudurtur.bu tipler her yerde olmustur, var oluyor ve olacaktir. ha siz de o tiplerdenseniz sakın yoluma cikmayin derim ve entryimi bitiririm.
kendini büyük görmek ya da burnu yere düşse almayacak olmakla eşdeğer bir durumdur.zira bunun kendine güvenle de alakası yoktur olsa olsa arkası sağlam olan, kompleksli bir şekilde hayatını sürdürmeye çalışan ,kibir hastası insanların olağan davranışıdır.
yazık bir durum. kimde ne olduğu bilinmezmiş. hz.muhammed in bazı askeri konularda erlere bile danışması bize örnek olmalıdır. aklın kime verildiği belli olunmazmış o an için... (bkz: )istişare
kişi çok değişik konumlardaysa halka değişik bakıyordur belki ama ne oldum değil ne olacağım olayınıda unutmamalı....
birde mesela bir konuda karşındakine hak tanırsın. demokratiklik yapmışındır, incelik yapmışındır. karşındaki o konuda fikrini söyler, yapar. sonraki sefere sana hak tanımaz. işte yapma der, şöyle yap der. sen ona izin verince sanki prof oldu arkadaş ama ağırlığı koymak gerekir kırmadan.
kibir de denir ve kibirlilerin topunu allah sevmezmiş: ''(Başınıza gelecek olayları, önceden bir Kitaba yazdık) Ki elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve (Allâh'ın) size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allâh, kendini beğenip övünen kimseleri sevmez.''(hadid suresi 23. ayet)
yürürken yeri yırtarcasına kibirli yürümemek lazımmış çünkü ne yerleri yırtabilirmişiz ne de ululukta dağlara erişilebilir mişiz...
egosu çok yüksek olan, ama kanatlarını kaldırdığında ufacık bi insan olan kendi hatalarını örtmek için başkalarını aşağılan insandır. Dıştan hiç hoş görünmeyeceği gibi zengin olurlar, parası olduğu içinde buna katlanan arkadaşları vardır.
Dar görüşlü insanların işi. Üzülüyorum ben bu tür insanlara, onları antipatik bile bulamıyorum.
Başkalarını küçük görenler bunu yaparak daha da küçülüyorlar. Onlar küçüldükçe içlerinde, kendileri de dahil olmak üzere, birilerini sevmek için yer kalmıyor.
