biraz yavşaklık ve dalkavukluk gerektiren, fakat ciddi anlamda elzem olan özellikleri yansıtan sanat dalıdır. karakterden, gururdan ödün vermekten gocunmadan, bu sanatın temsilcisi olanlar, asla ve asla yenilmezler. farkedilirse dışlanırlar, ama kendi sınırlarında onların hala dinlenecek bir ağaç gölgesi bulunur.
ilişkiler bitebilir -insan dün gibi kalmıyor ki- siz efendiliğinizi kaybetmeyin. onla geçirdiğiniz her gün yüzyıldır. sevgiliden ayrılınca yakıp yıkmayın, arkadaş kalın. belki birgün karşılaştığınızda yüzüne bakma yüzünüz olur. belki birgün.
yaradılanı sevin, yaradandan ötürü. zaten gerisi gelir. insanları armudun sapı, üzümün çöpü diye ayırmayıp sadece insan olduğunu kabullenip çıkarların uğruna hareket etmezsen anlaşamaman için bir sebep yoktur.
çok samimi, içten bir insanmışsınız gibi davranın ama asla öyle olmayın. dışarıya "bakın biz çok iyi anlaşıyoruz, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez" mesajı verin ama onun en sıkıntılı anında iki cümlenizden biri "sen bilirsin" ve "a ona sen karar ver" olsun.
sanat olmasa da önemli bir meziyettir. insanın özünde olan bir şeydir. insanlarla iyi anlaşmak önce kendini sevmek kendine saygı duymak sonra da tüm insanlara saygı duymak ve sevgi dolu olmakla mümkün olur. yapmacıklığı üç yaşındaki çocuk bile sezebilir.
her yola gelin. yani insan olarak kaşarlıktan bahsetmiyorum sorun çıkarmayan tip olun. ama bunu yaparken kendi görüşünüzü de mutlaka belirtin ki saksı modundan sıyrılın. insanlar sorun çıkarmayan düzadamları severler.
davranış bilimlerine ve psiko-analitik düşünce sistemine göre bu durum çocukluk dönemiyle ve o dönemdeki aile içerisindeki ana-baba ilişkisinden ileri gelmektedir. çocukluk döneminde ana-baba ilişkilerinin demokratik olduğu aile ortamında yetişen çocuk dışa dönük, çabuk sosyal ilişkiler kurabilen bir kişilik geliştirir-miş. buna karşın otoriter ana-baba tutumlarının sonucunda ise çocuk aynı yönde otoriter ve çekimser, içine kapalı bir kişilik kazanır-mış. ben bu düşünce sisteminin yalancısıyım. (bkz: kişilik teorileri)
insanlar la çok iyi anlaşma sanatı yoktur. insanların istediği gibi yaşayıp, hepsini ayrı ayrı mutlu edip, herkesle iyi anlaşıyormuş gibi durum yaratma sanatı denir ona.
kendi derdini paylaşınca ''a evet benim de şöyle oluyor, ya evet geçen de bana şu oldu'' demeyin. eğer aynı şey başınıza geliyorsa onu paylaşın. farklı şeyler içeren kendi derdinizi anlatmayın. dikkat ederseniz yüz yüze iletişimdeki temel sorunlardan biri de bu mesajı kapatma durumudur.
insanlarla çok iyi anlaşma sanatı naif yumuşak huylu olmaktan geçip karakter meselesidir.
örneğin trafik polisiyle tartıştığınız zaman atar yaparsanız haklıda olsanız haksız duruma düşersiniz. fakat alttan alıp kibar bir dille konuşursanız, benim diyen sert polisi anında ikna edersiniz.
Sabota edilmesi olağan olan sanattır. Günümüzde sanatçısı az olan ve aynı zamanda sanatçılarınında sırtından geçinilerek asalak bir yaşam sürülmesi kaçınılmaz olan sanattır.
insanların anlattiklari seylerle ilgilenmek anlamaya calismak ve mesafeyi korumaktan gecer. hem araya o buyuk mesafeyi koyacaksiniz hemde insanlarin sizin yaninizda rahat ve guvende hissetmesini saglayacaksiniz.
insanlarla cok iyi anlasmak zorunda degil kimse, kimseyi s.kinize takmayin isinizin en iyisini yapin bakin insanlar etrafinizda kopek olur. ama yok sen kalkip aman o kirilmasin su gucenmesin suna siritiyim buna iyi davraniyim dersen maalesef kopek muamelesi gorursun. yani rahat olmak lazim, insanlarin suratina bakip acaba hakkimda ne dusunuyor diye takilmayin. gulun eglenin gecin. ama burda onemli bir nokta cikiyor ortaya, para! bir insanda ozguvenin en buyuk kaynagi paradir. paraniz yoksa 1-0 geriden gelirsiniz.