yaşanılan acı olaylar, edinilen kötü tecrübeler sonucu çökmüş bir insan psikolojisinin sebep olduğu eylem. kötüdür. insanız sonuçta; bağlıyız birbirimize. nefretin bir anlamı, bir getirisi yok. *
minik damlalar kirpiklerinden süzülüyordu. güneş gökyüzünü gökkuşağı ile tanıştırmıştı. yedi rengin hepsi saf tutmuş selam ediyorlardı yeryüzüne. beyaz minik bir kuş karşıdaki ceviz ağacının tepesine yuva yapmıştı. yuvanın içinden yeni doğmuş minicik yavrunun iç gıdıklayan sesi işitiliyordu. yakamozlar gökkuşağı rengine bürünmüştü. birden bire hiçbir insanın denize elleriyle yakomoz çizemeyeceğini düşündü. sonra karşısındaki sonsuz denizin derinliğini düşündü. aklı düşünmek istediklerini ısrarla reddediyordu. derinliğin varlığını biliyordu fakat onu tanımlayamıyordu. acziyetinin farkına vardı. denizin büyüklüğünü bile aklında canlandıramazken evren kelimesi yanıp söndü bir anda zihninde. düşündüklerinden dolayı korktu. binlerce anlamsız düşünce satır satır akmaya başladı gözlerinin önünden. aklını susturmayı denedi. başaramadı. kaybolmuştu..
bir korna sesiyle irkildi.. acaba ne kadar zaman o halde kalmıştı? her şey her zaman olduğu gibi yine belirsizdi... kaos kelimesine olan hayranlığı artmıştı.. dönüş anının adını nefret koydu..
günümüz insanının bir problemi, çıkmazı daha... yaşadıkları sebebiyle insanlardan nefret etmeye başlayan kişi, bir süre sonra aynı b.kun kendinde de olduğunu farkeder. e haliyle kendisi de insan değil midir, adidir, doğa üzerinde en büyük kötülükleri yapabilme yetisiyle donatılmış tek yaratık... ve sonra bir bulantı başlar kişinin zihninde ve peşi sıra gelen soğuma, yabancılaşma.
=ben
ikiyüzlülük almış başını giderken , daha fazla zarar görüp yıpranmamak için kendini insanlardan soyutlamış, mümkün olduğunca kimseyi hayatına dahil etmemeye çalışan insanlardan korkan çünkü onların en aşağılık yüzlerini gören yalnız kurt
kürkleri için canlı canlı derileri yüzülen, zevk için avlanan, soyu tüketilen, zevk için öldürülen, kulağı, bacağı, kuyruğu kesilen, oraları buraları yakılan, hatta insanlarca tecavüze uğrayan hayvanların yaptığıdır. anlaşılırdır.
kendine olan nefretinin insanlara yansıması olarak düşünülmesi muhtemeldir.
her insan itici gelir,hatta bazen yolda değmemeye çalışarak geçersin,bazı zamanlar olur suratlarında ki ifadeleri yakalar iğrenmekten alamazsın kendini,küçümser aptallıklarıyla dalga geçersin, bu anlamsız sinir hali yer bitirir insanı..
ama kesinlikle kendine olan nefretinin yansısıdır onlara duyduğun nefretin.
bir yerde kendini izole edip koruma içgüdüsüdür. o kadar nankörlük görmüştür ki, o kadar kazık yemiştir ki bu artık nefret boyutuna ulaşmıştır. bir yerde haklıdır her tutunduğu dal elinde kaldıysa. kendi erdemlerine kendi insanlığına dönüş yapıp sığınmıştır. bir süre sonra toparlamaya başlar ama eskisi gibide olmaz, insanların ne halt olduğunu anlamıştır çünkü artık.
kendinden nefret eden kişi... kendi de bir insandır çünkü. hayvanları sevmeye yatkın şahıslardır, insanlara veremediği değeri kedi veya neyse o evcil hayvanına verebilir. bu sadece kendi düşüncesinin doğruluğunu kabul etmek kendi kriterlerine göre yanlış olan insanları sevmemek de sayılır bir bakıma. " her insan aslında iyidir" gibi konuşup pembe gözlükleri takmaya falan çalışmıyorum yalnızca, insanların kriterleri vardır, iyi veya kötü, bu kriterlerden kötü olanına uyan kişileri sevmemesi normaldir. eger herkes yanlışsa herkesten nefret ederler. bu kendi farklılıklarıdır.