garip bir sevinçle karışık betimlenir. bir de parmakla o denli gösterilir ki, parmağın yakındaki bir dostun gözüne girmesinden endişe duyulur. bu sevinç nidaları doğanın inanılmaz güzelliğini akla getirir. doğanın kendi içindeki şaşasına şapka çıkarılır. konuyu hafifçe geçirmek isteyenler yadırganır. mübalağa sanatınının son ivmesiyle, övgüler sıralandıkça sıralanır. gökkuşağımız bir iki tümceyle geçirilmemelidir. hakkında yer yer tasvir sanatının doruklarına çıkılmalı bir de hayat birkaç dakikalığına durmalıdır.
3 ülkede de aynı anda çıkmış ve çocuklar annesine gösteriyor sevinçli, şaşkın, istekli...
hayatımızdaki monotonluğa renk katan bir harekettir. belki milyonlarca kere görmüşüzdür gökkuşağını. ama yine de " aa, baksana gökkuşağı" diye gösteririz. üstelik sadece göstermekle de kalmayız. yanımızdaki biri " şu sarı mı yoksa pembe mi?, kaç tane renk var sayalım mı?" diye sorular sorar ve gökkuşağının renklerini de saymaya başlarız. hayatının her günü yeni bir macera olan insanlar için bu eylem saçma gelse de bizim gibiler her yağmurdan sonra parmağını havaya dikip gökkuşağını gösterecektir.
Güneş, bulut,yıldız gibi değildir görmeye çok alışık olmadığımız bir şeydir.
Buyüzden birbirimize gösteririz hem de neşeyle, güzeldir gökkuşağı çocuksudur. *
o beton yığınlardında doğduk,o beton yığınlarında büyüdük bu gidişle yine o beton yığınlarında öleceğiz arada o koca koca gökdelenlerin arasından beliren muazzam doğa olayını görmek,göstermek bir zevk.