kimsenin alnında 'verilmesi gereken değer miktarı' yazmadığı için, insanın elinde olmayan bir şeydir, ayrıca herkese değer versen ne kaybedersin sanki, ölür müsün?
sen yaradılanı sev, yaradandan ötürü, sevgine layık olmayışı onun eksikliği olsun.
iyilik yap denize at, balık bilmezse, halık bilir...
gereğinden fazla veya az olduğuna, hangi kritere göre karar veriliyor, anlamış değilim. o insan sana; "ne olur bana değer ver" diye yalvarmamıştır mesela.
yani her şey, senin içinde olup biterken, karşı tarafın bu durumda, nasıl bi dahli olabilir ki?
her zaman yaptığım, nedense asla ders almadığım şeydir. kazık yemek için insanlara fırsat vermektir. sonra onların o göklere çıkardığınız götlerinin altından çıkınca feci yere düşerler. onlar girerler sizin götünüzün altına ama boş.
Japonların çektikleri bir derttir. insanları kırmamak ve çirkin görüntüleri ile onları üzmemek adına hem bedenlerine hem de sözlerine fobi oluşturacak kadar dikkat ederlermiş.
kendine haksızlık etmekle sonuçlanır. değmeyecek insanlar için sorumluluklar almak, hak ettiğinden çok daha fazla ilgi göstermek, pek çok paylaşımda bulunmak, elinden geldiğince yardımcı olmak, aklına bile gelmeyecek ayrıntıları düşünüp ona hissettirmeden bunları yapmak... ve daha pek fazlası. o insan, ona verdiğiniz değerin altında çıkarsa siz bir şey kaybetmezsiniz aslında. o, sizi kaybeder. belki de ömrü boyunca bulamayacağı dostluğu farkında bile olmadan ellerinin arasından yitirmiştir. ilişkilerde pekçok şey karşılık beklemeden yapılır; ama fedakar olan, hep veren taraf sizseniz bu durum bir yere kadar devam edebilir, en sonunda değmediğine kanaat getirirsiniz ve o kendi aleminde takılırken siz, onun hayatından yavaşça çekilirsiniz.
kendine haksızlık etmek diyordum; emeğinizin, sevginizin boş yere gitmiş olması hayal kırıklığını doğurur, insanlara olan inancınızı azaltır. dönüp dönüp kendinizi sorgularsınız, o insanı/insanları sorgularsınız "neden böyle oldu?" diye. içiniz içinizi yer ama; durumu da değiştiremezsiniz.
"karşınızdaki size değer veriyorsa eğer, siz de ona değer vermekten hiç korkmayın. ama onun için değeriniz yoksa, ya da onun değer listesindeki yeriniz listenin sonlarına doğruysa, korkun ona değer verirken."
kişi kendi değerini önce kendi yaratır. bu değeri yaratana sonuna kadar değer verilir en güzel şekilde hemde, asıl sorun bunu yaratan ile yaratmayanı ayırt etmekte, fark etmekte. bu da bu değeri yaratmayana verilen değer ile elde edilen acı tecrübelerle elde edilir. o değeri önce kendi yaratmayan senin değerinle mi değer kazanacak? değer verilecek insan kendini belli eder, hele de belli bir tecrübeye sahipseniz bunu ilk anda bile anlamaya başlarsınız artık.
değer; vermeden önce dozajı ayarlanacak birşey değildir. dozajı geçtikten sonrada arkasından aglanacak kadar önemli değildir.
sen gerekeni yapta, tek hatan fazla değer vermek olsun.
kimsenin alnında, ona verilmesi gereken değer oranı yazmadığından ve müneccimle yatma oranı memleket genelinde düşük oldugundan, gayet normal karşılanması gereken durumdur.
insanın kendisine yaptığı en büyük saygısızlıktır. acı çekmeyi istemektir. kim olursa olsun hakettiğinden fazlasını verirseniz sonrasında olacaklardan tek sorumlu olursunuz.