gerektiğinden fazla ilgi gösterilenlerin götlerinin inemeyecek kadar vahim şekilde kalkmasına sebep olur. size 'herşeyim' diyen insan gün gelir sizi kenara atar ve ardından gösterdiğiniz fazla ilgiyi meze niyetine kullanıp sefilliğinizin tadını çıkartır.
(bkz: evde denemeyin)
(bkz: hiç bir yerde denemeyin)
deger verilenin kendine bictigi degerden fazla oldugu icin deger verilenin bi tarafini kaldiran manevi eylemdir. türkiye´de bu fazla deger ya parasi olanlara, ya da kizlara verilir.
En çok sevgiliden gelen değersizlik koyar insana, sonra keşke dersin ama çok geç olmuştur.Sadece verdiğin değere geçen zamana yanarsın o saatten sonra.
önce can acıtmayan birşey gibi gelir ,''sonsuz sevgi ''falan denir . sonra herşey çözülmeye başlar yavaş yavaş; kendine olan saygını yitirirsin , tavizler vermek zorunda kalırsın , görmemezlikten gelirsin vs. bir kez düşününce kendinden nelerin gittiğini , ama hiç birşey kazanamadığını fark edersin , afallarsın sonuçta sana ne olduysa sen yapmışsındır . gece gece dertlenirsin ''kendim ettim kendim buldum '' türküsünü dinlersin neşet babadan .
bunun gibi trajediler yaşamamak için herşeyi ayarında yaşamak gelir gibi gibi.
yenilen kazıktan sonra kurulan cümledir. kazığa kadar iyi hoş, kazık yedikten sonra değmezmiş deme durumu. aklın nerdeydi be kardeşim attırmasaydın kazığı diyesim geldi şimdi bak.
çünkü insanları değerlendirirken kişiliklerinden çok bize karşı olan tavırları ile değerlendiririz. bize iyi davranırsa yüceltir, kötü davranırsa yerin dibine sokarız.
oysa karşımızdaki insan hep aynı insandır, değişen tek şey bize karşı olan tavrıdır.
insana ne kadar değer vermek gerektiğinin net bir ölçütü olmadığından genellikle olumsuz bir durumla karşılaşılınca "çok değer verdim" dedirten eylemdir.aslında hesabı yoktur değer vermenin,sevmenin.yani olmamalıdır.sevgi içten gelir,ölçmeye calışmamalı.nerden bilebilirsin ki kimin daha çok deger verdiğini,kimin daha fazlasını ya da azını hakettiğini?içten olmak en doğrusu..içinden geldiğince yasamalı,içinden geldiğince sevmeli insan.karşıdaki verilen değeri haketmeye çalışmalı.
beraber olmadığınız ama yıllardır sevdiğiniz kişinin en sonunda kıskandığınız kişiyle beraber olan fotoğraflarını gördüğünüzde içinizde dexter morgan hissiyatının oluştuğu yargılar bütünü.
can sıkıntımız kendimize biçtiğimiz değerlilik donunun lastiğinin sıkmasındandır. kendimizi ne kadar seviyoruz yahu, sevgiye hayret ediyorum.
hakettiğinden fazla değer verdiğini söyleyen sadece kendini seviyordur.
lütufta bulunduğunu iddia ediyordur.
hep bir karşılık umuduyla aşk yaşayan alışveriş çılgınlığının bayrak taşıyanıdır. alışveriş arabasının gaza basanıdır.
hakettiğinden fazla değer verdim abi.
bak hele.
hakettiğinden fazla değer verdiğini söylemeden önce, hakettiğin kadar sevilmeyi istesen hiç problem kalmayacak.
aşk bir başka bedende kendini sevmektir demiş miydi biri? demediyse işte ona ip ucu.
"yaratılanı severiz yaratandan ötürü" diyerek insanların kusurlarını görmezden gelip, güzel yönlerini göz önüne almaktır. Fakat evriminin henüz başlangıcında olup, hayata yaşına rağmen ergen bakan bünyeler bu tip olgun bakış açılarından pek anlamazlar.
karşındaki kişiye ne kadar değer verirsen ver, o kendinde olan ve senin görmek istemediğin olumsuz özelliklerin farkındadır. senin ona gereğinden fazla değer verdiğinin ve bunu haketmediğinin de farkındadır.
özetle gereğinden fazla değer verdiğin insan, senin olgunluğunun ve ona oranla mükemmelliğinin altında eziliyordur.
geriye yaşanacak iki gelecek kalır;
- ya o insan senin verdiğin değere layık olmaya çalışıp kendini geliştirmeye, olumsuz özelliklerini hafifletip senin gördüğün güzel yönlerini ağırlaştırmaya çalışacak ve bu değere layık olacaktır...
veya
- senin güzelliklerle dolu bünyende eften püften kusurlar arayacak ve tutunabildiği küçük bir kusuru farklı şekil ve konularla oturup kalkıp önüne sürecektir. kendini seni aşağıladığını zannederek tatmin edecek, ulaştığına kendi bile inanamadığı için senin gibi ciğere ezik büzük bir kedi olarak mundar diyecektir. halk arasında bu nazik bir dille anlatmaya çalıştığım paragrafa "..tü kalktı" deniyor ki demek istediğimi daha iyi anlatıyor galiba.
altın; altın olduğunun, gümüş; gümüş olduğunun, bakır; bakır olduğunun, teneke; teneke olduğunun farkındadır. birine gerektiğinden ya da hak ettiğinden fazla değer vermenin sonucunda yine değer veren kişi kazanır. çünkü altın olan insanlar kendinden fazla başkalarına değer veren, fedakar, tok gözlü ve olgun kişilerdir. altın olduklarını anlamalarına değer verilmeyi hak etmeyen insanlar yardımcı olur. "altının değerini sarraf bilir" noktasına ulaştıklarındaysa zaten gerektiği kadar değer verebileceği, değeri hak eden birilerine daha yakın olurlar.