insanlar iki kapılı bir eve benzerler ve her iki kapısı da girmek içindir, çıkmak değil. aynı eve girersin ama başka bir hava hissedersin her girişinde. sana açılan kapıyı iyi seçmelisin.
kendine kattığı her değerle evrilmeye devam eden, gelişime karşı durup evrilmemek için ayak direyen, yaratılanların içinde en akıllısı olmasına karşılık en vahşisi olma özelliğini de fütursuzca barındıran, izlemesi zevkli ama iletişime geçildiğinde sorunlar yaşanabilesi, tanrının henüz tam çözülememiş soru yumağıdır.
masa başında yeterince oturup, 'oralı' olursanız... çevrenizdeki şeyler, sizinle sohbet etmeye bile başlar...
Mesela; çayı seviyorsanız.... ilk önce bardak size bişey anlatır...
çoklu zeka kuramına göre 9 çeşit zeka, dolayısıyla zeka etkileri altındaki 9 tip insan bulunur ve bu insanlar zekalarına göre hareket edip davranış sergilerler.
anlamak için kaybedilen zamana yazıktır.
çünkü hemen hemen hepsi aynıdır.
gruplar halinde yaşarlar.
iyileri vardır, kötüleri vardır, iyi sandıklarımız vardır, kötü sandıklarımız vardır.
ancak garip olan bir şey vardır ki hepsi ama hepsi egoları için yaşar.
' insanlar...' dedim fısıldayarak. Taşırlar insanları. Kundaktayken, tabuttayken. Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için, taşırlar insanı.
delirmemişler, aşağılıklar henüz...
itiraflarda bulunuyorlar, tanrı en son delilerin dilinden gerçekleri döküyordu.
etrafta bu kadar gerçek, dolayısıyla deli kalmadı.
ah salome!
bir zamanlar tüm dünyanın çılgın olduğu bir hal vardı.
-"peki insanlar nerede?", dedi küçük prens, "insan kendisini çölde çok yalnız hissediyor."
*"insanların içinde de öyle hissedersin." dedi yılan, "arada pek fark yoktur."