çok derin bi soru değil aslında. insanlığın yıllardan beri gelen bazı görgü kuralları var, adab-ı muaşeret deniyordu galiba, siz anladınız. ama her koşulda buna uyamayabiliyor insan; üşengeçlikten, zamansızlıktan, bilgisizlikten, dikkatsizlikten gibi. yine de yaptığının -bu kurallara göre- yanlış olduğunu hissediyor ve insanların onu gereksizce yargılamasından korkuyor, sanki o kişi hep öyle hareket ediyormuşçasına etiketlenmek istemiyor ama çoğunlukla sonucu öyle oluyor. bunu engelleyemeyeceğini tahmin ettiği için de bi utanç duygusu oluşuyor tabi, korku ve pişmanlık karışımı bir şey. bi de özgüvensizlik var. her yaptığımı elime yüzüme bulaştıracağım ve insanlar bana gülecek hissi. olduğum gibi görünemiyorum, düşündüklerimi tam aktaramıyorum üzüntüsü. buna çıkar bi yol bulamayınca da utanç sinsi sinsi geliyor maalesef. burada sorulacak şey neden bu kadar korkuyoruz olmalı bence.
Çıplak olmaktan utanma veya rahatsız olma kültür, toplum ya da dinin insana işlemiş olduğu o kurallar yüzünden değil tamamıyla. Bunun altında Çok daha farklı ve derin sebeplerin olduğunu düşünüyorum. Bize bunun cevabını en iyi mitolojik hikayeler verecektir.
toplum tarafından çocukluğumuzdan beri bizi etkileyen toplum kuralları vardır. bu kurallara ters gelen bir şeyi bu nedenle ister istemez yanlış veya ayıp olarak değerlendiriyoruz ,bu davranışlarımız ifşa olduğundaysa utanarak geri dönüt oluşturuyoruz . neye utandığımız tamamen toplumun bizi yönlendirdiği doğru ve yanlış kavramıyla alakalı .utanmak ise haya duygusunun dağal bir sonucu.