son zamanlarda yapmaktan sıkıldığım eylemdir. insanları anlamaktan vazgeçmek iyidir, güzeldir de çok sıkıcıdır be abi. insanları anlayın, dinleyin. Sadece dinleyin. Konuşun, sorun, cevap verin. insanları anlayın, dertleri neymiş öğrenin. Son zamanlarda neler yapmışlar, neleri beğenmişler, neleri beğenmemişler...
Vazgeçmek kolaydır. Kolay olandır. Siz güçlüsünüz. Kim ne derse desin. Bırakmayın kavgayı. Direnin. Israrla anlayın insanları. Anlayın.
Gücünüzün tükendiği anlarda köşenize çekilin, müzik dinleyin, sigara için, dağıtın dikkatinizi. Dağıtın efkarınızı, atın ölü toprağını üstünüzden.
Zevkli iştir insanları anlamaya çalışmak vesselam. Lütfen Kaçmayın bu eylemden. Kaçınmayın.
söylediklerini anlamaya ve birşeyler anlatmaya çalışmaktan vazgeçmektir. boşvermişliktir, yılgınlıktır.. insanları kendi haline bırakmaktır. en son kendinizi de kendi halinize bırakırsınız, elinizi eteğinizi çekersiniz herşeyden.. kabuğunuza çekilir sessiz sedasız insansız yaşar gidersiniz.
anlamaya çalış,düşün dur sen milyon dolarlık kelebek!
yok bu cümlesinde ne demek istedi,yok suratı asık acaba bir sey mi yaptım,canını sıkan bir durum mu var? bugün biraz sinirli canını ne sıktı acaba,ona nasıl yardımcı olurum? dur biraz güldüreyim keyfi yerine gelir,hah tamam oldu güldü işte,sevindirebildim onu.hadi biraz daha komiklik yap,aptallıklarını anlat,tamam işte keyfi yerine geldi.
ya karsında ki,acaba onlarda bu kadar düşündü mü seni?
sen onlar üzülmesin diye cımbızla seçtiğin sözleri,onlar acımazsızca suratına suratına mı söylediler? onlara yük olma,canlarını sıkma diye anlatmadığın dertlerini,içini kemiren soruları soramadan lönk diye kalakaldın mı ortada.yazık sana..
neymiş efendim bundan sonra yokmuş karsındakini düşünmek,önce kendin,hep kendin.var mı lan senden daha önemlisi!bencil ol artık söyledikleri gibi,yap şu bencilliği de artık sadece kendini düşün!
sen anlamaya çalıştıkça onlar seni anlamamaya çalışacaktır *. anlamaya çalışmaktan vazgeç o nedenle, sen kendini biliyor musun anlıyor musun varsın gerisini onlar düşünsün.
herkesi olduğu gibi kabul etmek değil. hiçkimseyi kabul etmemektir bazı zamanlarda neyse odur artık ben böyleyim ve herkes de öyle bu kimin umrunda diyebilmektir.
Etrafındakiler anlayamayacağın belki de anlamak istemediğin şeyler yapmaya başladığında; baktın onları anlamak için kendinden tavizler veriyorsun takınman gereken tavırdır.
insan ilişlilerine ara vermek,askıya almak insanlıktan çıkmaktır.insanları oldukları gibi kabul etmek huzurdur sütlaç kıvamında çakır keyf bir zihin olmaktır.
vazgeçtim ben! topluma olan ilgim, güvenim karla karışık yağmur kıvamına erişip düştü kalbime.
ben vazgeçtim! çok oldu vazgeçeli hem de.. bağlanmak kelimesini ütülü gömleklerimin dolabına kaldırdım. her gömlek değiştirdiğimde çarpar gözüme, sadece çarpar ama. oracıkta durur uzun zamandır. egom, özgüvenim ve "insan odaklı hasarsız yaşamım" da "bağlanmak"la birlikte oracıkta durur korunaklı biçimde.
ben vazgeçtim, o kadar çok oldu ki hem de. neden vazgeçtim acaba? diyemeyecek kadar eski bi tavırdı benimki..
ne zamanki vitrinlerden top sakallı mankenler kaldırılır, ne zamanki giyim mağazasındaki satış elemanı alıp almamakta kararsız olduğum bi giysi için "gelir gelmez hemen kendime ayırdım ben, gerçekten harika" demeyi bırakır, ne zamanki yemek siparişi verdiğim dükkana gecikme üzerine açılan telefonda "abi gönderdim muhtemelen şimdi zili çalar" yerine "hocam çok yoğunuz ama en kısa sürede gönderiyorum kusura bakmayın" cevabını alırım, işte o gün tekrar insanları anlamak için kasma zamanıdır.
bi kere canınız yanmıştır. bütün sosyal zaaflarınızdan bir kerede kurtulmak için, belki tüm insanlığa tepkiniz bu olur. sürekli verilen ödünler, sürekli bir muhabbet açma çabasının, anlayışlı olma eziyetinin son bulduğu, artık uğraşlarınızın ne kadarının bir işe yaradığının, ne kadarının hiçe sayıldığının görüleceği andır.
kuytu köşelerin müdavimi olmak. "gelen gelsin, gidene dur diyen de ben olmam" düşüncesidir.
peki nereye kadar? tanıdık biri pek samimi gülümsemesiyle gelir;
- oturabilir miyim?
+ oo sen misin, otur
-nası gidiyo görüşmeyeli?
+fena değil
-anlat biraz neler yapıyosun?
//bu noktada film kopabilir, sığ muhabbet ya onun ya da sizin gereğinden fazla uzun cümle kurmanızı gerektirecek bir hal almıştır. ilginizi önünüzdeki dergi, yandaki pencere, masaya vuran parmaklarınız ve belki de yediğiniz hamburgere iyice yoğunlaştırarak dedikodu olmasında sorun olmayacak bir kaç şey anlatmakta sorun yok.
sinirleriniz dayanıklıysa muhbbeti tıkayıp işinize bakabilirsiniz. kişi kalkıp gider.
en kolayı yüzünüzde anlayış ifadesine yer vermeden, masadan uzaklaşmaktır.
aslında insanları anlamaya çalışmaktan vazgeçmektir.
insanlar anlaşılmayacak kadar karmaşık ve anlaşılınca da insanın yüreğini burkacak kadar bencil ve çıkarcı olduklarından anlamak istemeyen insanın vazgeçişidir.
insanlara verilecek en büyük cezadır. geçmişte yaşanılanlar temeldir bu vazgeçmeye. sessiz sakin durulmuş olarak yaşamaktır, insanları anlamaktan vazgeçmek. ilgilenmemek, umursamamak, umrunda olmadan geçip gitmektir. en güzelidir belki.
yaşamanın en kolay yoludur.
insanları anlamaktan vazgeçmek, mutlu olmaktır. insanlarla selamı sabahı kesmek değildir. kargaşa ve menfaat ortamında savrulan insanlara benzememek, onların arasında etten kemikten ama artı olarak sürekli bir anlayıştan ibaret olarak yer almaktır.
gecenin bir vakti kafanıza bir şeyler fırlatan komşunuzu da, omzunuza çarpıp geçen adamı da affetmektir. gülümsemek ve yola devam etmek yaşamanın şartıdır.