küçük bir çocukken dayı, teyze, hala, amca gibi akrabalarımın annem ve babamın kardeşleri olması çok garibime gelmişti. nasıl olabilir diyordum. bana göre ben hep çocuk kalacak, ailem de hep aile olarak vardı ve var olacaktı. onlar çocukluktan büyümüş olamazdı. dünya üzerindeki çocuklar hep çocuk kalacak sanırdım. ondokuz mayıs ataturku anma, gençlik ve spor bayramında sevinmezdim; çünkü o büyüklerin bayramı idi. benim bayramım ise yirmiüç nisan çocuk bayramıydı. büyümüş olduğuma hala inanamıyorum. her şey bittiğinde tekrar evime dönecek, yine eski oyuncaklarım ile kirlenmeye aldırış etmeden orada burada oynayacakmışım gibi hissediyorum. herşey yeniden çok güzel olacakmış gibi; ama değil! *
böyle bir insan iken tanışma fırsatı bulduğum ve tanışabildigim insanların bazı davranışlarından hiç hoşnut olmuyorum. sadece benden bir çıkarı olunca yanımda biten insanları sevmiyorum, sevmek istemiyorum. çekingen bir karakterim olduğu için beni kullanan insanları da sevmiyorum. hayır, herşeyin farkındayım. onlarda farkında ama bilmemezligi öyle bir oynuyoruz ki bunlar tekrar tekrar başıma geliyor.
sabahtan beri emek ediyorum ve bir bakıyorum sadece kullanılmışım. işte bu duygu çok kötü bir şey! bunu yaşatan insanlara güvenim yok gayri. insanların tekrar insanlık yapacağı yanılgısına kapılmışım. insanlara olan güvenim yok artık.