yaratılışçılar ne derse desin sonuç olarak iş tanrıda bitiyor, çünkü tanrı yarattıysa eğer tanrının bir amacı olması şarttır ve bu da tanrıyı anlamakla mümkündür. bu konuda net bir açıklama yoktur.
tanrının amacını şu yüzden bilemek öneli: siz eğer bir varlığın arkasında güç koyuyorsanız varlığı o arkasında olan güçle açıklamak zorundasınız.
mesela ben gittim bir ütü aldım, siz ütünün amacını değil benim amacımı sorgularsınız.
ha ütü üzerinden benim amacıma ulaşabilirsiniz, bu ayrı bir durumdur ama esas olan benimdir ve benim amacımı anlamadan hiçbir şey bilemezsin.
işte yartılışçılar bu yüzden tanrıyı açıklamak ve kişilere tatmin edici bilgi vermek zorundadır.
bir şey daha diyeyim, tanrı insan değildir, dolayısıyla insani olan her şeyin dışında olması lazım ve benzerlik barındırmaması lazım.
bu şarttır çünkü farklı bir varlık aynı yöntemle açıklanamaz.
şimdi ise dindarlara göre tanrı hiçbir şeye ihtiyaç duymadı insan buna ihtiyaç duydu ve var oldu.
hiç olmayan bir şey nasıl bir şeye ihtiyaç duyabilir?
insan var olmaya ihtiyaç duyması için insanın da bir amacı olması lazım ve eğer ihtiyaç duyan bizsek neden amacımızı bilmiyoruz?
o yüzden iş sıkıntıya biniyor bence. ayrıca ihtiyaç duymak veya duymamak da insanidir. yani kendi dışımızda bir varlığı açıklamak için hangi yönteme başvurursak vuralım kendi gerçekliğimizin veya algımızın dışına çıkamayız.
ayrıca mükemmel bir aklı kendi aklımızla açıklamak( yaratılşçılara göre tabi gene) kusurludur çünkü aklın sınırlı olduğundan varacağın hüküm hep bir sorun olur.
