çocukluk anılarımın unutulmazı, kısıtlı tatil günlerinde prensesmişim gibi davranan, güldümü içimi ısıtan, sarıldımı çok sıkıyor diye öfkelendiren teyzeciğimin ani ölüm haberi sızlattı burnumun direğini, parçaladı annemin yüreğini.
güzel teyzem büyük balkonlu evimde, fincanda çay yapcaktım ya sana, içcektik keyifle, sen yün yorgan vercektin çeyizime, üşümekten sarılmıcaktım eşime, sevgiden sarılcaktım...*
teyze anne yarısıdır denir. teyzenin ölümü annenizi daha çok üzer, çünkü ölen teyze annenizin kardeşidir. annenizin üzüntüsüde ister istemez sizide etkiler.
alışveriş manyağı bir teyzeyle büyük bir alışveriş merkezine gidildiğinde gerçekleşmesi olası durum. 40-50 yaşlarında bir teyze bulunmuştur. yakınlarının müşteri hizmetlerine gelmeleri rica olunur.
belki hezeyan, belki daha başka bir şey. ama yaşarken tanıdığın,çeşitli zaman dilimlerinde, çeşitli illerde ve çeşitli mekanlarda ve çeşitli yaşlarda gördüğün birini kaybetmek çok farklı bir duygu. hep bir gün benimde öleceğim ve üç-beş ay sonra unutulacağım geliyor aklıma. oysa 1989 yılında intihar eden dayımın ismini 2005 yılında oğluma vermişizdir. ben unutmuyorum ama başkaları için ne diyebilirim ki ?
daha bir gün önce gördüğün ve sarıldığın teyzeni, bir gün sonra kaybetmek. '' sizin hiç babanız öldü mü ? '' diyen şair gibi ben de sorayım '' sizin hiç teyzeniz öldü mü ? '' benim bir kez öldü, ciğerim yandı...