son görüşmemizin, konuşmamızın üzerinden 15 koca yıl geçmiş...
o kadar özledim ki seni...
dağ gibi adam, dost...
çok özel insanların kıymetini, yıllar sonra hiç haber almamışken, ancak o insanlardan dünyada başka olmadığını, onların eşsiz olduğunu anladığınızda anlarsınız...
çok özledim be seni, o kadar çok ki...
yanınızdayken hoyratça zaman geçirdiğiniz insanların kıymetini bilin!
o zaman eşsiz, asla geri gelmeyecek!
o insan eşsiz, mutlak tek!
önemli bir adam benim için bu insaneti, çok şey öğrendim ondan, öğrenmeye de devam edeceğim. bencilce oldu biliyorum ama sırf bu yüzden önemli değil tabi.
çok şey paylaştık onunla, paylaşmaya devam edeceğiz.
çok içtik, içmeye
çok güldük, gülmeye
çok ağladık, ağlamaya
çok fırlamalık yaptık, yapmaya
ve daha aklıma gelmeyen bir çok şeye devam edeceğiz. sıkılana kadar birbirimizden. ikimiz de sıkılınacak adamlar değiliz, birbirimizden sıkılacak adamlar hiç değiliz.
kafamda sıfatlar uçuşuyo ozan ismi'nin önüne koyulabilecek, e birkaç tanesini yazayım bari;
çocuk bu, bildiğiniz çocuk. o ruhu çocuk kalanlar klişesi vardır ya, işte bu o.
bir çocuk kadar da saf aynı zamanda, tatlı da.
meraklı bir çocuk kadar ve haylaz.
hızlıdır da, göz açıp kapayıncaya kadar yapar işlerini(hangi işleri olduğunu anlar o), ruhunuz duymaz, sonra yine olağan bir içme gününde söyler herşeyi; "ben şununla da şunu yapmıştım, şundan da hoşlandım, şuraya da gittim" diye.
yeteneklidir bir de, zekidir de. her iş gelir elinden, sanatın her türlüsüne bulamış ve hepsinden de yüzünün akıyla çıkmıştır. müzik, edebiyat ,resim ve sinema. tanışmamızı sağlayan sinema, ortak paydamız.
iyi ki o topluluğa girmişim ve iyi ki seni tanımışım kardeşim.
iyi ki varsın,
kardeşim.
zamanın su gibi * hızla akıp geçmesine sitem ettim uzun zamandan beri ilk kez. ne esen rüzgâr, ne de durmak bilmeyen yağmur günün güzel geçmesine engeldi. uzun zamandan beri tanıyormuşum hissi veren sen güzel insan, sonunda aynı metrekarede konuşabilme şansını yakaladık, ısrarla çalan telefonlara aldırmadan. *** yağmur manzaralı, sıcacık turuncu bir mekanda bir hayat tanıdım, değerliler kümesinde büyükçe bir yer kaplayan. "iyi ki" cümlelerini sıraladım o anlatırken, kederle karışık yaşama sevincini gördüm gözlerinde, ve insanı gördüm. en saçmaladığım anlarda bile yanımdaydı, gülüyordu. elektrikler kesildi, yağmurda çoraplarımıza kadar ıslandık, bilmemkaç sigara içti kendini bilmez, bi ara beni kaybettiğini sandı... bunlar sadece madde madde somutlayabildiklerim. asıl başka şeyler var gördüğüm, hissettiğim. adamdı o, bu kavramın içini hakkını vererek dolduran biriydi. onu tanımayan herhangi biri bile yanından geçerken görse gözlerindekini, anlardı zaten bu gerçeği. gerçi üç buçuk ay hapis yatırırım seni gibi tehditlerde bulundu; ama ona üç numaralı bakışımı henüz yollamadım, yollarsam kıyamaz kardeşine, di mi ağbi? *
yukarıdaki paragrafın ana konusu nedir?
cevap: aura, insanetiyle çok güzel bir zaman dilimi geçirmiş, bir de onu çok sevdiğini söylemek istiyormuş. sevgiler, saygılar. *
gideli henüz bir hafta olmasına rağmen kendini çokca özleten insan. çarşı iznini ondan daha çok, dört gözle beklemekteyim.
edit: gideli bana göre uzunca bir süre oldu. dönsün artık geri. gerçekten özledim yahu denilesi. bir türlü de görüşemedik. konuşasımın geldiği yazar kişisi. *
gidisiyle en cok ozlenecek insanlardan biridir, varligiyla gecirilen guzel zamanlar yoklugundaki en buyuk tesellim olacaktir. vatana karsi olan gorevini layigiyla yerine getireceginden suphem olmadigindan kan kussam da kizilcik serbeti ictim diyecegimdir. haberleri her izleyisimde bogazimda belki koca bir yumru olusacak, yine de dualarimin onunla olacagini bildigimden kendi kendimi avutacagim. sayili gun cabuk gecer yalanina alisip, geri gelecegi gunde karsisina cikip tutamadigimiz sozu tutup, gercege donusturecegim. su gibi gitsin, su gibi gelsin.
arkadaş üzülme vatan borcu çabuk geçer dediğim. güzel arkadaş, iyi bir dost olan ozan kardeşimize hayırlı teskereler dilemek ve bursa otogarı na veya mugla otogarı na gidip altıokka yapmak borcumuzdur netekim.
askerliği ısparta dağ komando okulu ve eğitim merkez komutanlığı eğirdir'e piyade komando olarak çıkmış pek şanslı kişidir. Deniz kuvvetleri'ne bağlı olması züğürt tesellisidir. suç işlemeden teslim olacak binlerce gençten yalnızca birisidir.
mutsuzluk üzerinden prim yapan, insanları dertleri ile boğan, dinleyip yardım etmeye çalışırken daraltan, gönlüne söz geçiremeyen ve bu yüzden mal durumuna düşmesi işten bile olmayan, maymun iştahlılara ara soğuk olan, belki sadece gerçekten hissettiklerini söylediği için itici gelen, yarı yolda bırakması gerekirken bırakılan, ağlatması gerekirken susan, sustukça dolan, doldukça içine atan, paylaşacak birini bulur bulmaz kusan, seviyesiz, nerede duracağını bilmeyen, akılsız, kime sığınacağını bilmeyen, duygu sömürüsü üstadı, 15 dakikada hayalleri yıkılan, türk filmi repliklerine maruz bırakılan, kendi iyiliği için sevilmeyen, her şeye göz yuman, kitap dolusu hatıralarını 5 kuruşa ona buna satan, parasını alamayan, saf, paranoyak, komplo teorisi üstadı, bağlanan, bırakamayan, bırakılırsa aşık olan, seçici, kibirli aslında, sadece kendi mutluluğunu düşünen, bencil, tutunacak dal olamayacak kadar korkak, sevdiğini anlatamayacak kadar yeteneksiz, sevdiğini aldatamayacak kadar mal, iki şarkıyla ağa düşen, iki kadehte yere düşen, kendini kandıran, aptalı oynayan, görmezden gelen, egosu tavanda, kendine güveni yerin dibinde, kendisiyle çelişen, ilgi çekmek için yırtınan, küçük hedefleri olan, küçük mutsuzlukları büyüten, burjuva edebiyatı ustası, sevgi budalası, tespitler peşinde koşan, yalanı yanlışı felsefesine katan, kendinden başka herkese bir şeyler katan, güldüren, omzunda ağlanan, omuzda uyuyakalan, sunta, mazoşist, duygu taciri, fahişe gönüllü, tutunamamış, tutunamayacak olan, özenti, kişiliğini filmlerden kapmış, bir çok film izlemiş, karışmış, kayıtsız kalmış, takıntıları olan, çok tanrılı kindar, sanrı terbiyecisi, seven gerçekten de, çok seven, her gün daha çok seven, daha da çok sevecek olan, ama anlaşılamayan, ego tatmin üssü, sevgi pıtırcıklarına gebe, unutulmaya yüz tutmuş, keyifsiz yazar.
beni görünce çekingen tavırlar içerisine giren ve bunu da " abi sen çok entellektüel ve yakışıklısın" balçığıyla/argümanıyla sıvamaya çalışan, sözlükteki en has adamlarımdan, bol virgüllü cümleleri seven, yurt dışı yazışmalar üstadı, cinsellik kadar derinlik düşkünü cankuş, kardeş.