yarattığından, yaradanına ulaşma.
eserden, eser sahibini bulma.
örnektir;
yukarıda yazılı entryi okuyarak, sahibine ulaşabilirsiniz.
nasıl ki yukarıda yazılanlar kendiliğinden peydahlanmamıştır.
diyelim klavyene rastgele bastın ve bu harf dizilimi vuku buldu.
klavyeyi kim yaptı diye sorarlar adama ve bu böyle uzar gider.
toz bulutu dersin.
sonu olduğu, daralıp, genişlediği bilindiği üzere bilinen evrenin ilk maddesi toplu iğne başı, bulutumsu, bingbang adına ne dersen, nerden bilirsin ilk madde idi.
diyelim ilk madde okus pokus ha,
o zaman sihire inanırsın.
o zaman sihirbaz nerede derler adama.
bing bang birşeyin içinde veya dışında gerçekleşti.
demek ki onun da ötesinde bir varolan, bir gizem var.
sen inan ya da inanma diye değil.
var olduğu için var.
sen ne kadar gerçeksen o da o kadar gerçek,
sen ne kadar yalansan o da o kadar yalan.
var olmak için ne sana, ne bana mecbur.
ama sen ona mahkumsun.
varlığın kadar mahkumsun, yokluğun kadar mahkumsun.
kaçamazsın.
kafana da sıksan, ruhunu da satsan,
beni de ikna etsen, tüm insanlığı ikna etsen,
kendini ikna edemezsin.
olmayan kavramın varlığı neden bu kadar rahatsızlık veriyor.
varlığını, onun var ettiği ruhun hissediyor.
sen çıldırıyorsun.
aynaya bakıyor, onu görüyorsun.
ve sen kendini inkar ediyorsun.
senin inkar eden varlığın bile onu haykırıyor.
kaçamazsın.
bir ve son gün yine sana kucak açacak olan odur.
kendin, kendinden sıyrılmak isteyecek,
aynaya baktığın yüzün senden kaçacak,
var eden seni kucaklıyacak.
kaçamazsın.
inananlarin ara sira basvurdugu skandal bir ornek verme seklidir. bir entryden bir pasaj alarak durumu inceleyebiliriz (boyle entryler doludur, o yuzden acep bu hangi entryden dir? diye merak etmenin bilgiye, bilmeye malesef bir faydasi yok):
--spoiler--
-bak bu binayi varya, bir mimar projelendirdi biliyor musun?
-bak su kalemin bile bir mucidi var..
-bak su aynayi da icad eden biri var..
binanin mimarini gormemis olmamiz mimari olmadigini gostermez...
kalemin kendiliginden ortaya ciktigini da soyleyemeyiz...
ayna ve benzelerinin de...
--spoiler--
simdi denecektir ki ya bu elemana o zaman allahi kim yaratti diye sor gecsin. yok gecmesin; ciddiye alalim ve inceleyelim. birincisi bina ve mimar ornegi:
binanin mimarini gormeden de bir mimari oldugunu iddia edebiliriz, bu dogru. cunku binanin yapisinda, seklinde, dizilisinde bir amac, bir kaygi, bir olcu, bir dizayn vardir. ancak sadece o kadar basit degil; binaya baktigimiz zaman, kullanilan malzemeden, yuksekliginden, dis gorunusunden bu binanin belli bir donemde yapildigini da soyleyebiliriz. mesela kimse bugun yapilmis bir gokdelenin benzerinin uc bin sene once yapilmis olabilecegini dusunmez. cunku herkes bilir ki, o zamanlar eger taslari piramit biciminde dizmezseniz, size o yukseklikte bina yapabilecek bir teknolojik kapasite henuz mevcut degildi. bunu hayal edebilirdiniz belki ancak hayal mahsulu kalmaya mahkum bir fikir olarak kalmaya mahkumdu, en azindan o devir icin. bugun de ucan evler hayal ediyoruz ama yapamiyoruz; elimizde imkan yok.
ustelik uc bin sene once dikine yukselen bir gokdelenin hayal edilebilecegi dahi supheli. cunku biliyoruz ki, medeniyetimizin bugunku beklentileri dahilinde bu gokdelenler anlamlidir. cok nufuslu sikisik sehirler, ticareti, holdingleri bir noktaya toplama ihtiyaci, falan filan. uc bin sene once teknolojiyi gectik, boyle bir talep bile yoktu.
yani bu isin bir tarihi, gelisimi, toplumsal ihtiyaci var, teknik imkanlari var. o mimar uzaydan gelip yapmiyor o binalari, arkasinda o binanin yapimini saglayan koskoca bir birikim var. mimar bir araci yani. binayi yapan ve yaptiran kudret insani talepler ve imkanlar. her seyi ol deyince yarattigi iddia edilen allahin varligi bunun hic bir yerinden cikmaz.
ikincisi, kalem ornegi: aslinda kalem ornegi allaha degil daha cok evrime ornek olur. kalem cesitleri, kalemi gerektirecek yazinin icadi, yine eldeki teknik imkanlar, uretim surecleri, her bicimde insanin gelisimi ile ve beklentileri ile ilgili bir cok surecin urunudur. bes bin sene once ol diye yaratilan bir dolmakalem yoktur. insan boyle islerle ugrasmaz, ugrasamaz.
ve sonucta ayna ornegi: bak o aynaya ve sor: ayna ayna guzel ayna, soyle bana, baskalarina inkarci diye bok atarken soyle bana: asil yaraticiyi, yani insanlari ve onlarin eserlerini, bunlarin arkasinda yatan tarihi ve medeniyeti sirf kendi kafasinda yasattigi bir hayal mahsulunu beslemek ve savunmak icin desteksiz ve usulsuz kullanan benden baska bir nankor var mi? diye