bu sözlükte ilk defa başıma gelen bir olaydan sonra sinirimin dışa vurumu olarak kullanabileceğim isyan cümlesi. hayır elle tutulur bir sebebi olsa gam yemeyeceğim de çaylak olmak, bir de dalga geçer gibi "bir günlük çaylaksınız" ibaresi, zaten sınav haftasının verdiği sıkıntıyı arttırmaktan başka bir işe yaramadı. aklıma "bu verdiğiniz ceza at hırsızına verilmez", "ya idam edin ya salıverin" diyen bir dava adamını getirdi hemen. öyle böyle değil bu dava adamı, diğerlerinin aksine siyasetle uğraşmamayı kendine ilke edinmiş, yirmi milyon mensubu olan bir oluşum. kitapları iki sene önceye kadar 45 dile çevrilmiş, kendisi halk tarafından yanlış anlaşılan -anlaşılmasa daha iyi-, sadece inançla besleyen bir koleksiyonun yazarıydı. -neyse zarfı attık anlayan anladı.- beni geren hadiseye geleyim. başlıktaki "yüzde60" a bir şey demeyen modlar, biz bunlara apartman kapıcısı türkçesiyle başlık açmamaları gerektiğini bakınızla gösterince ters tepki veriyorlar. orada yanlışı görüyorsun, uyarını yapıyorsun, niye uyardın cezası alıyorsun. ee haliyle adamda entry girecek iştah bırakmıyor bu hareketler. madem iştahın yok ne diye şimdi giriyorsun e be yüzsüz herif diyenler de olacaktır. haklılar, madur edebiyatı, ajitasyon kokan hareketler bunlar. ben yaptım siz yapmayın diye anlatıyorum bunları. insanlığa faydalı olmak adına anlayacağınız. yanlış bir şeyi düzeltmeye çalışmayın, üstünü örtmek, sizi susturmak sizin onu öğretmek için verdiğiniz çabaya göre taş atıp kolu yorulmayacak düzeyde. sadece bu ülke için geçerli bir motto değil bu, evrensel bir kaide. bir şeyi yıkmak, yapmaktan daha kolay ve zahmetsiz. bir programı silmek, yazmaktan daha kolay. bekareti bozmak bakire kalmaktan daha kolay. dediğimiz gibi canlar, bırakın yanlış olan yanlış kalsın, ssiktiredin.
fıstık gibi entrysi iyi oy almayan yazardır. dakikalarca o entry için uğraşmış, beyin patlatmış bir yazarın iyi oy alma isteği had safhadadır. oy gelmeyince çıldırır. doğaldır.
