Kafanda insanları değiştirdiğini fark etmek. Hiç var olmamış insanları gerçek insanlara indirgemek, karşılıklı var olmamış duygulara anlam ve varlık yüklemek...
Öyle ki çoğu zaman bilerek insanları kafamda süslemeyi, değiştirmeyi kabul edip sırf bu beni mutlu ediyor diye görmezden gelmişimdir. Ama en sonunda incinen yine sen oluyormuşsun. Hem de hiç olmadığı kadar.
"Seni hiç bırakmayacağım" diyenlerin kendiliğinden gitmesi... "Beni hiç bırakma" diyen versiyonları da mevcuttur. Tutamayacağı sözler vermemeli insan. Yani büyük büyük laflar etmemek lazım işte!
Valla bilmiyorum. O kadar denedim sinemada ötmüyor, vapurda ötmüyor, belediye otobüsünde ötmüyor, hatta yürürken bile sessize almayı başardım. Metrobüste zurna peşrevi çekiyor namussuz. Metrobüse binemez oldum arkadaş.