aslında bana güven verebilecek mantıklı bir nedeni olmamasına rağmen
kızıma sıkıca sarılıp uyumak ve onun kollarımda güvende olduğunu bilmek, bunu ona verebildiğimi bilmek bana güven veriyor.
demek ki güven vermek de insanı güvende hissettiriyormuş, şimdi düşününce enteresan geldi.
Onun gözlerinin içine bakınca aniden gelen histir. Onu kollarına sarıp birdaha hiç bırakmama isteğidir aynı zamanda da. Kavga ederken bile birbirinizin gözlerinin içine bakınca susmaktır belki de. Aşktır o, aşktır. insanı ne kadar uçuruma da sürüklese; güvenir, inanır insan. Onsuz yapamayacağını bilirsin ve sadece güvenirsin. Bırakıp gitmeyeceğine, seni sonsuza kadar seveceğine veya her zaman seninle beraber güleceğine, ağlayacağına güvenirsin. Ee tabi aşkın fulyasına kapılmışsın, nerde bizde o göz ki görelim insanların dedikleri şeyleri. Kör olmadığını düşünürsün ama öyle muamele çekerler sana. Belki de insanlar yalan söylüyorlardır. Belki de onlar sarhoştur. Belki onlar bir şeyleri yanlış yapmışlardır ve bize böyle öğüt veriyorlardır. Ne bileyim belki herşey yalandır da, bir tek onun verdiği güven gerçektir.
Aile bireylerinden veya sevilen bir dosttan olan armağanla dolaşmak. Bazen bir anahtarlık olabilir bazense sırandan hediye bile demeden uzattığı bir kalem.
Anne yada babayla uyumakta olabilir mesela... Şahsen her gece çocuk gibi bildiği tüm duaları okuyup yatan ben onlar yanımda olunca izinli memur gibi kötü rüya girmeyeceğine emin bir şekilde uyurdum küçükken.
Herhangi bir ortamda birden gülmeyi bırakıp yüzünüz düştüğünde gözgöze geldiğinizde sizin için birinin edilemediğini hissettiğiniz o kişi varya... işte o kişi tam anlamıyla güven kelimesinin karşılığı.
Cenaze evinde herkesi toparlamaya çalışırken sizi toparlamaya gelen, sizin bile fark etmediğiniz dağınıklığı toparlayan insanda olabilir.
Birde eve girince burnunuza gelen en sevdiğiniz yemeğin kokusu...