anahtarı içeride unutup da, çelik kapıyı açmak için çilingir çağırmak zorunda kalmak ve gelen çilingirin de kapıdan içeri soktuğu telle iki saniyede kapıyı açıp 30 lira alması...
yok yani çilingir de kapı komşumuz.
aynı sitede oturuyoruz.
adam on adım atıp, tek el hareketiyle 30 lirayı cebe attı.
yok komşuluk hakkı, yok basit birşey demedi.
minnetsiz bir şekilde, dağ başındaki herhangi yabancı bir adamdan talep ettiği tutarı istedi.
verdim tabi.
ama içime de oturdu açıkçası.
yok yani parasında değilim.
otuz liradan çok daha fazlalarını daha boktan işlere vermişimdir gözü kapalı.
böyle minnetsiz bir iticilik ve kabalık vardı adamda.
eminim ki o adam o paradan da hayır görmeyecektir.
o para onda da kalmayıp başkasına gitmiştir ya da gidecektir.
çünkü gönlüm razı değildi...
sonrasında ne mi oldu...
o para içime oturduğu için kapı konusunda kafa yormuştum.
ve birkaç defa daha kapıda kalmıştım.
ama kimseyi çağırmadım.
bir çilingir maharetiyle çelik kapıyı kendim açtım.
yani bazı zokaların böyle de nimetleri olabiliyor.
paraya kıyıp altın künye aldığım sevgiliyle aynı hafta ayrıldık. hâlâ taksitlerini ödediğim için koyan harcamadır.
Otomatik ödemede olan cep telefonu faturası da cabası.
Fakülteye gittim yemekte yeşil mercimek filan vardı. Birkaç bir şey daha vardı hatırlamıyorum neyse.
Beğenmedim yemeği, dışarda yemeye karar verdim. Gittim bir lokantaya. Uykusuzluktan kafam dönüyor tabi. Düşünme yetilerim durmak üzere. Çorba ne var dedim. Işte saydı bayağı. Sayarken mercimek dedi mercimek olsun dedim. O kafamla ama mercimek yerine ezogelin bekliyorum. Bir anda yeşil mercimeği gördüm şok oldum. Abi yeşil mercimek derken ben ezogelin kastetmiştim diyemedim tabiî, sopayla kovarlar adamı bakırköye kadar.
Neyse mecbur yumulduk çorbaya. Okulda iki liraya yemediğim çorbayı lokantada beş liraya yemiş oldum. Bugs bunny'de aptallık yapanın kafası eşeğe yada lolipopa dönüşür ya aynen onu hissettim.
evde yemek hazırlama olayını inatla yapmayıp her sabah kahvaltı tabağına verdiğim 6,5 lira, akşam yemeğine verdiğim bilmem kaç buçuk lira, su gibi içtiğim kolaya harcadığım para, kısacası midem için yaptığım harcamaların tümü. bir günde harcadığım parayla beş gün evde yerim hesabına dönmesi hazin. birşeyler yapmak gerek, mutfağa girmek gerek, bu eller güzel yemekler yapabilir, evet kendimi motive edebilirim.