zeka seviyesi daha tam gelişememiş canlı türü evet ileride olanlar var tabi ancak çoğunluğu gelişmemiştir zira görülmektedir ki hala savaşlar, yan baktı diye ölen insanlar...
insan; nasıl yaklaşırsa yaklaşsın, asla güvenilmemesi gereken bir canlıdır. zira gardınızı indirip samimiyet ve dürüstlüğünüzü bir gram belli ettiğiniz an sizi tam da oradan vuruyorlar hissettirmeden. bir ikizler burcu olarak söyleyeceklerim bu kadar.
(bkz: yıkıklar eqlesin)
ınsan bazen kendini kaçırıp gitmek istiyor. neden her şey gelip "biz" olan o insana dayanıyor? ve neden ifade - susuş arasında mekik dokuyamıyoruz? susarken bile konuşuyoruz. kendi bedenimizi kendimizle sürüklüyor, gidemeyecegimiz o atlantis diyarı için düş kuruyoruz. hepimiz birbirimizden farklı iken neden birbirimize çok benzeriz? nedir bizi birbirimize çeken mıknatımsı yapışkanlık? soru sormadan duramayız, soru sorunca da çıkamayız işin içinden. ucundan tutsak, uca tutsak kalıyoruz. biz aynıyız kardeşlerim. farklı görünürken bile yalnızca bir düş sisi var üzerimizde. anlamlandiramadigimiz her neyse yine de o anlamsız tutsaklık bizi birbirimizle benzer kılar. kendimizi bırakıp gidemiyoruz. kaçırıp götüremiyoruz. elimize gelemeyecek kadar akışkan bir su damlası gibi. susuzuz ve denizin suyunu içsek susuzlugumuz giderilmeyecek. size söyleyeyim o sırrın nedenini : çünkü hatamız ınsan olmak, ınsan olmayı degıstırememek.
önce yalnızlaşmaya çalışıp bunun için milyonlar harcayan, apartman daireleri, korumalı sitelere kapanan sonra da lan ne memen bu yalnızlık deyip sosyalleşmeye çalışan mahluk.
hamama giren terler. sosyalleşmek için evin mahalle arasında olacak. akşam dinlenmelerinden feragat edeceksin. geleni gideni ağırlayacaksın. sonra gene rahatını bozup sen onlara gideceksin.
düğünü cenazeyi ihmal etmeyecek, gideceksin.
hangisi daha iyi hala bilmiyorum ama şu sistem de fena değil. yazlık sistemi. yazın 8 ay yazlıkta kalacaksın. tabi yazlığı şehirleşmemiş bi yerden alıcan. kışın da gelip şehirdeki evinde kalıcan.