insan vücuduna baktığımızda her ne kadar simetrik bir yapıya sahip gibi görülse de gerçekte gerek biçimsel gerekse işlevsel açıdan asimetrik bir yapılanma göstermektedir. Vücudumuzun dış yapısında boyutsal ve yapısal asimetrilerin yanı sıra iç organların yerleşiminde de asimetrileri görmekteyiz.
Vücudumuzda gözlenen asimetrik yapılanma gerek mekanik etkenlere gerekse genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Hatta vücudun sağ ya da solunun kullanılma tercihine bağlı olarak ortaya çıkabilecek olan asimetrik varyasyonlar tanımlanmıştır. Vücutta asimetrik yapılanmanın özellikle kollarda daha belirgin olduğu, bireyde kollarda simetri hangi taraf lehine bozulmuşsa bacaklarda tersi tarafta daha dominant ve gelişkin olarak kendini gösterdiği de bilinmektedir. Söz edilen bu asimetrinin kalıtsal bir özellik olabileceğine, nörofizyolojik bir nedene bağlanabileceğine yada yalnızca kazanılmış bir özellik olduğuna dair farklı görüşler bulunmaktadır.