insan sevdigine yarasini verir mi

entry10 galeri0
    1.
  1. vizontele ve pawanekani'de de geçen bir diyaloğun, yani; zeynep toku$'un ağzından mesut çakarlı'nın ağzına fı$kıran ve fon müziği olarak da hayatın menentsiz armonisini yüklenmi$ o hazin diyalogun en can alıcı, en yürek burkan soru cümlesidir bu...

    [ - nedir bu?
    - içinde yaramın kabuğu var!
    - yaranın kabuğu mu?
    - dü$ündüm ki fotoğraf vermekten iyidir. fotoğrafa bakar bakar alı$ırsın. ama yara öyle değildir; etimden bir parçadır. ne zaman baksan acırsın.
    - insan sevdigine yarasini verir mi ?]

    ...peki ya insan sevdiğine yarasını verir mi? gösterir mi tahri$ olmu$ tenini, gözleri kanar mı, sesi kanar mı ılık ılık..?

    evet; mazi kalbimde bir yaradır, gösteremem.
    10 ...
  2. 2.
  3. "...sanki hangi sevdanın balistik raporu var ki..?" *
    3 ...
  4. 3.
  5. " aşk , yaralarımızı öpüştürme çabamızdır " minvalinde aşkı algılayanlar için gayet mümkün bir durumdur.
    " al yarim ; bu en acıtan yaramdır kalbimi, iyi bak ona..."
    3 ...
  6. 4.
  7. insan yarasını verir.yarada sevdiğindendir.yaradır acır kanar.iki taraftada.vizontele'den unutulmaz repliktir.
    0 ...
  8. 5.
  9. --spoiler--
    iki bıçak seç kendine
    biri yaralamak için
    biri öldürmek
    pusu kur gözleri
    karanlık gölgesine
    biri sevmek için
    biri ihanet
    iki yürek seç kendine
    biri yaşamak için
    biri gizlenmek
    bir korkak, bir kaçak, bir firar
    kaç kişisin sen sevdiğim, çocuk
    içimdeki bıçak bir kere daha dönüyor
    olduğu yerde
    kalırsan sel basar yataklarımı
    gidersen uçurum çiçekleri açar kalbimde
    kimi zamanlar olur sevgilim
    iki bıçak bile yetmez bir tek ölüme
    --spoiler--
    3 ...
  10. 6.
  11. insan en çok sevdiğine yarasına verir. yaradır çünkü sevdiği.
    0 ...
  12. 7.
  13. zor bir soru, daha da zoru:

    insan sevdiğinden yara alır mı?
    1 ...
  14. 8.
  15. 9.
  16. vermemeli. ben veremedim mesela. kime koştuysam, kime yetiştiysem, hepsi benden daha yaralıydı. o yüzden de avucumda sıkıp da sakladım yaralarımı.
    kızgın kestane gibiydi her biri. avuçlarım yandı. ellerim kan içinde kaldı. gözlerimden yaşlar geldi de yüzümün şeklini bozmadan ağlama asaletinde bulunabildim. anladım her şeyi. ama anlatamadım. o yüzden dinledim herkesi. ama dinlenmedim. dinlemedim. ruhum hep yorgun kaldı. o yüzden göbek adım koma oldu. hayatımın hep bir yoğun bakımda geçtiğinin ıspatı için.

    yaralarıma baktım sonra. dikiş tutmayan ve kapanmayan yaralarıma. kabuk bağlamaktan uzak. pansuman olmaz yaralarıma. herkesin gördüğü an iğrenerek baktığı yaralarıma.
    insanların hakir gördüğü yaralarıma. doğru, musa peygamberin boynuna lanet halkasını geçirdiği köpek bendim belki. isa'yı ispiyonlayan yahuda bendim. bendim, ibrahim'i ateşe atan nemrut'un bilinçaltı. bendim, kızıldeniz boydan boya yarılırken imana gelmek isteyip de ağzına bir avuç çamur yiyen firavun.

    peki sizler neydiniz?

    her yeni insana acılarını yükleyen sizler neydiniz? sevdiğine kabuk tutumuş yaralar değil de, kızıl kan yaralar sunan sizler?
    2 ...
  17. 10.
© 2025 uludağ sözlük