ünlü şair ve yazar jean cocteau nun aşk üzerine kısa ve ilginç oyunu, tek bir soprano tarafından icra edilen bir act opera. orjinal adı la voix humaine'dir.
herkesin konuşurken kendine ait olanını olduğundan farklı duyduğu ses. bu yüzden insan kendi sesini bir kayıttan ilk kez duyduğunda şaşırır, garipser. ayrıca kendisine en çok benzeyen sesin ney sesi olduğu söylenir.
örneğin, uykudan yeni kalkmış sesiyle mazhar alanson. hakkaten uykulu gözlerle dönmüştür rüyasında, bir de sarı laleler aldın mı hangi babayiğit kadın u adam karşısında erimez.
yada boğazında birikmiş balgam sesiyle şiir okuyan adamlar. o balgamı kuvvetli bir şekilde hağğğrrrt diye söküp atsa geriye erdal inönü gibi bir adam kalacak diye yıllardır beklemişimdir.
şöyle de bir hayalim var. katıldığım bir kokteyl'de * partiden sıkılmış hoş ve yalnız bayanın yanına gidip bariton bir sesle ''sizde mi partiden sıkıldınız'' diyerek, çaktırmadan bir ortak nokta yakalama münasebetiyle evine kadar bırakıp kahve içmek istiyorum.
Sahibi hakkında o kadar ipucu veriyorki.
Mesela "bence" kırılgan bir sesin sahibi duygusalken
R ve z harflerini bastırarak konuşan kişi kendine güvenen kişiler oluyor.
Bak birşey daha geldi aklıma.
Kelimeler tam söylenmiyor, inişli çıkışlı bir düzeyde seslendiriliyorsa o kişinin zihni dağınıktır.