insan olmayı başaramamak

entry4 galeri0
    1.
  1. başaramadığım!...

    üzerimdeki insan postunu çıkaralı çok oldu. çıkarsız, karşılıksız birilerine bir şeyler yapmayalı çok oldu. bencillikim yüzünden kalplerle sirtaki yaptım her gün. kırdım her şeyi. kişisel çıkarlarım uğruna, çıkmazlara soktum hayatları. uçurumlardan aşağı ittim birilerini. kendi mutsuzluğumu, başkalarının mutlulukları ile kıyaslayıp her birinin mutsuz ve anlamsız bir hayat yaşadığını ıspat etmeye çalıştım. insanların gerçeklerinin kocaman birer yalan olduğunu ıspat için gerçeklerimi yalana çevirdim.

    tövbelerimi bozdum. işleyebileceğim tüm günahları işledim. yalanlar söyledim. ah'lar aldım. ruhları çaldım. kalplere girip paldır küldür kapı dışarı edildim.

    cennetten kovuldum!...

    yıktım. döktüm. öldüm. kendimi hayata gömdüm. cenaze merasimim tek kişilikti. ortaya geldim. hayatın ortasına. kollarımı iki yana açıp bekledim. geçsin istedim, zaman ve mekan. ne zaman geçti, ne de mekan. zaman'ı, takvim yapraklarını kopararak öldürdüm. mekan'ı ise gözlerimi yumup düşleyerek anlamsızlaştırdım.

    sonra geçtim ben de. peşinden koştuklarımı. vazgeçişlerin anlık olduğunu gördüğümde, ağladım. kan kustum. başım döndü. duvarlara tutunarak yürüdüm. sancılarla uyandım. tüm bu durumların romanlarda anlatılan betimlemeler olduğunu sanan ben, en yalnız roman karakteri olarak hayatı canlı yaşadım. onun içindir ki televizyonu pencereden aşağı attım. hiçbir şey hayattan renkli olamazdı. gökkuşağının altından geçmek için dünyayı turladım. bedenim ve ruhum bir okyanusun sahilinde bulunduğunda, bileklerimi kaçıncı kesişimdi, ben bile hatırlayamıyordum.

    ölüm ile yaşam arasındaki o ince çizgi üzerinde durmak için iyi bir oyuncu olmak gerektiğini ıspatlayınca insanlar, rolümü kendim yazdım. oynadım. kıpırdamadan. korkmadan. tepkisizliğin en büyük tepki olduğunu söyleyen aptallara inat, bağırdım. tanrı'yı sağır etmek için!
    ne duyan oldu beni. ne de söylediklerimi anlayan. kendim sağır oldum. oysa, istemiştim ben de insan olmayı. yaşamayı. olmadı. olamadı.

    bu yazıyı da hayat denen mezardan yazıyorum, şimdi. birileri belki beni anlar diye. mutsuzluğumu ve çaresizliğimi hisseder diye.

    son olarak da insan olmayı başaramadığım için, siz, insanlıktan özür diliyorum...

    affedin beni...
    8 ...
  2. 2.
  3. cenneti gördüm, cehennemi yaşadım.

    cennet benim için beyaz bir duvar, içi boş, ince, savruk bir naylon poşet, kimsenin var olamadığı ıssız bir sığınak ve gramofonda binlerce kez döndüğü halde sesi çıkmayan çok eski bir plakta saklı kalmış itiraflar gibidir. açamadığım, içine giremediğim, ulaşamadığım ve asla istemediğim bir yer... ama itiraf etmeliyim reklam sektöründe başarılılar. dünya üzerindeki hemen her insan cennetten haberdar ve ona ulaşabilmek için hayatlarından yap bozlar yapıyorlar. sadece onun hayaliyle tüm bir ömrü ziyan eden kalabalıklar... vicdan sahibi oldukları için değil de, konfor sahibi olamadıkları için beş para etmez yardımlar yapanlar ve bunları bağıranlar.. dünyayı savaşlarla talan etmişken, hala tanrının gölgesinde bir barış çitiyle çevrili yeşil çimenlerde, şefkatle onaylanacaklarını zanneden kemiksiz diktatörler.. kimsenin nereden gelip nereye gideceğinin belli olmadığı bir yol ayrımında diğerlerini gözlerini kırpmadan ezen ve toz duman eden, can yakan ve buna nefs-i müdafaa diyen zavallılar.

    cehennem ise davetkar. arzu, aşk, tutku, yalan, itiraflarla dolu, dokunabildiğim ama içine giremediğim bir yangın. içeride kaynayan insan bedenleri değil, gerçekler! cennetine ulaşmak için, cehennemine eyvallah diyebilen insanların bileğinin hakkıyla kazandığı bir kanlı tatil. orada duranlar ve kendilerine eriyenler, evet insandırlar, gerçek şeyler yapmış gerçek dünyalılar. ama onların da insan olma yolları insanlıktan geçmemiştir. yine birilerinin damarlarına zehir akıtılmış, falçatalar saplanmış, yine ciğerlere yanık izleri bırakılmış, yine ortalık talan edilmiştir. cehenneme gitmek emek ister, cennete gitmekse beceriksizlik ve içi boşaltılmış bir ruh.

    milyarlarca farklı insanın ne yazık ki pilleri bittiğinde sadece iki seçim şansı vardır; cennete gitmek için dünyada cehennemi yaşamak, cehenneme gitmek için dünyada cehennemi yaşatmak gerekir.

    şimdi, bu yol ayrımına çoktan gelmiş ve orayı tükenerek, tüketerek geçmiş iflah olmayan ben, hiçbir yere varamayışımın nedenini soruyorum. ne yazık ki bulunduğum yer insan kaynıyor, yine onlardan kaçamadım ve öyle dolu, öyle uzun, öyle akışkan bir yol ki, farketmeden ezip geçiyorlar beni. ne de olsa eski alışkanlıklar geri tepiyor...soruyorum kendime.. bana ayrılan sürede ne yaptım da insanlığımı kaybettim ki ne cennet ne cehennem kabul ediyor beni..kıyametimi arıyorum.. ne yaptım da hiçbir din beni kanatları altına almıyor, beni çağırmıyor sesler. ve farkedip kendi kendime fısıldıyorum, cenneti yaşattım, cehennemi yaşadım, cenneti yaşadım, cehennemi yaşattım!

    biliyorum, insan olmayı başaramadım ama kimseden af dilemiyorum, sadece kendimden, sadece içimden.
    3 ...
  4. 3.
  5. bulunduğumuz ''yeni dünya düzeni''nde coğu kişinin başına gelen bir durumdur.

    cevresel faktörler insan olmak veya insan olmaya çalışmakta önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.
    0 ...
  6. 4.
  7. hic bir b.ka yaramadiginizin göstergesidir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük