nedir gerçekten? toplumsal, dinsel tüm kurallara uyup da mutlu veya mutsuz bir hayat yaşamak mı? tüm hayat boyunca, ismin önüne ünvanlar almak için çabalamak mı?
oysa, yıllar önce yaşlı bir dostum söylemişti:
insanların kaçı istediği hayatı yaşıyor? ya da istediği hayata ulaşmak adına, erdemli bir şekilde yaşıyor? ünvanları ve kibir artıcı, ego mastürbasyonu yaptırıcı her şeyi bir kenara bırakıp da yaşıyor.
mezar taşına isminin yazılmasını istemeyen kaç insan tanıdınız? kaç insan bilirsiniz, geçmişiyle gurur duyup, bugünü iyi yaşadıktan sonra yarından ümitli olan?
benim bardağım mı boş? galiba. yarısı değil ama. hepsi boş. ben mi körüm yoksa? peki ya sizler? insan olarak dünyaya gelen canlılar, erdeminizi yakaladınız mı? bulabildiniz mi?
karşılıksız kaç iyilik yaptınız birilerine? kaç yetimin başını okşayıp, sevap, cennet, cehennem gözetmeksizin insan olmaya karar verdiniz?
kaçınız?
ben kaçıyorum artık. siz de kaçınız. insan olmanın erdemine ulaşamamış, o uğurda mücadele etmeyen her bünyeyi gördüğünüzde kaçınız! kaçarken de, ellerinizle kulaklarınızı tıkayınız! kendilerine ait hibir şey duymamak için!