çok çeşitli nedenler bir yana, insan evvela, gereklilikten ölür. ölüm bir gereklilik halini almıştır. hatta denilebilir ki, dünyada tek doğru, ölümdür. doğrulanabilir olan tek doğru. çünkü kesindir. insan cansız nesne değildir. cana sahiptir. cana sahip olan herkesin bu doğruya ulaşması kaçınılmazdır. insan tabiat gereği ölür. bu sorunun güzelliği bir tarafa bırakılırsa, bana kalırsa, üzerinde düşünülmesi gereken asıl sorunun, insanın niçin yaşadığıdır.. niçin yaşıyoruz? bir sebep bulamazsak intihara meyil edeceğiz. fakat yaşamamızın bir sebebi olmalıdır. intihar da, camus'ya göre saçmadır. hayata fırlatıldık ve saçmalıklarla baş başa kaldık. bu saçmalara katlanamayan insan, çoğunlukla tabiatı gereği elbet ölür.
"babam fabrikadan aldığı maaşın yarısıyla
20 sene boyunca
taksit ödeyip yapı kooperatifinden bir daire sahibi oldu...
taksitlerin bittiği ay deprem oldu...
ev yıkıldı..
tek yumrukla nakavt...
her zaman böyle olur...
mutlu olmak için
ağır bir çalışma , hayvani bir emek ,
ölesiye bir planlama , kan ter içinde bir çaba gibi
bir sürü faktörün bir araya gelmesi gerekirken ,
Şimdi insan ömrünü 60-70 yaş olarak sınırlasak, istisnalar hariç tabi.
70'inden sonra insanlar kendi ihtiyacını karşılayamaz oluyor. Ve şimdi bin yaşında hatta iki bin yaşında dedelerimizin dedelerinin.. bilmem neyinin hayatta olduğunu düşünelim onlar ne durum da olurdu acaba ? Mesela Çok aşırı bi nüfus olurdu buna bağlı olarak. Tabi herkesin kendince iyi nedenleri vardır mutlaka yakın zamanda kaybettikleri için ama öyle olduğunu varsaysak bile dünyanın çivisi çoktan çıkardı. ölüm de bir nimettir sonucu nihayet.