insanlar kafayı yemiş. bu devirde sevgili olmadığın biri bile seni öylesine yıpratıyor ki bi sonrakine neredeyse hiçbir şey kalmıyor. kalmayan bi şeyi var gibi yapıp daha da yıpranmanın ve yıpratmanın bi manası var mı? çekilmiyor hakkaten kimse. sevgili olmadan önceki evre gibisi yok. her şey o kadar keyifli ki. insanlar bu güzelim anlara kıyıp nasıl sevgili oluyor onu da hiç anlamadım. anlamayacağım.
Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.
Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma.!
Ayrımlar ayrımları doğurur...
Aşkın ise hiç bir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde..
birine ait olma hissiyatının neden bu kadar önemli olduğunu düşündüren sorudur. yanlış zamanlarda tek bir kişinin fedakarlığı sonucunda geldik öyle ya da böyle, peki ama neden başkasına ait olabilme hissi içerisine girebiliyoruz çok mu önemli? yoksa sadece yalnız kalabilmenin kabullenememe oluşu mu?