evet şuana kadar kafamı kurcalamış, tabiri caiz ise sinir etmiş, yüzümdeki kanın çekilmesine sebebiyet vermiş olaydır.
çok değil, 2 ay kadar önce sevdiğim kız başkasıyla çıkmaya başlamıştı. okul içinde görüştüklerini nadir görüyodum. fakat çocuğun sıfatından çok, çocuğun rütbesi sınıfda kol geziyodu. nasıl rütbe mi? abicim buna uyacak bişey bulamadım. yani çocuğun ismi bile geçmiyordu. geçdiysede ben duymadım. nedense hep ''sevgilin'' veya ''sevgili'' ismi vardı. çocuğun gerçek ismi sınıfta geçmemekteydi. nasıl kutsal bir isim ise, sınıfdaki çiğdem adındaki kız bile bu sırrı benden sakmıştı facebook'da...
ben: eeee çiğdem nasılsın?
çiğdem: iyi, sen?
ben: iyidir. eee çiğdem, bu **** başka bir oğlanla çıkmaya başlamış diyolar doğrumu?
çiğdem: evet, doğrudur.
ben: ismi ne çocuğun?
çiğdem: onu benden öğrenme. gizemden öğren...
ben: neden ya?
çiğdem: işte...
çocuğu öldüreceğimden mi korktu anlamıyorum. tabii gizem'den de öğrenmedim. bu işte sınıfımızın konuşma konusunda en kötü olan arkadaşı devreye soktum. adı enes'di ve 10 yıllık arkadaşımdı. kızın yanındaki çocuğun arkadaşını tanıdığını söyledi.
enes: o çocuğu tanıyorum. fakat adını bilmiyorum. biraz araştırırsam öğrenirim.
süreyi verdim, zamanı verdim. kısa süre sonra öğrendi çocuğun ismini ve facebook'dan hemen baktık. çocuğu daha önce yakından görmemiştim, fakat abi, nasıl diyim, yakışıklı bişey bekliyodum lan! yani en azından orta kararda olurdu. iç güzellik demeyin abi bana, çocuğun fotoğrafları iç güzelliğinide gösterir. şimdi diyeceksiniz ki gönül, otada, bokada... fakat abi aralarında aşk yokmuş ki? aşk olsa 1 haftada bitirmezler. o anı hatırlıyorum, mustafa'nın bana o müjdeyi verdiği zamanı hatırlıyorum. evet birisinin ayrılmasını istemek belki şerefsizlik ama, benim durumumda ki biri için değil..!
sanki onları ayıran mustafa'ymış gibi adamı o an fecii sevdim lan. çocukda bendeki mutluluğu fark etti, oda mutlu oldu lan. ama o üzücü haberi verdiği zaman üzmüştü yani beni;
mustafa: dışardaki çocuk ve **** çıkıyolar.
ben: hassiktir!!!!
işin güzel boyutuydu bu. bu olanları çoğu insana anlatır, ''sence kız burda ne yapmak istedi'' veya ''sence kız birini mi seviyo'' gibi şeyler sorardım. aynı ''sanatçı burda ne anlatmak istemiş'' gibi. fakat belli bir zaman sonra hepsi sıkılmaya başladı. hele biri, sinirden bir daha bana sevdiğim kız hakkında konuşmamam için uyardı. bir kişi sadece beni hep dinliyordu. düzenli olarak yardım ediyordu. normalde, hemen hemen hiç gerçek hayatta konuşmama rağmen, dost gibi dinliyordu beni facebook'da. onun için daha eskilere, 5-6 ay öncelere gitmemiz lazım...
okulun ilk haftasıydı. 3. veya 4. gündü. tam bilmiyorum abi, ama zaten umrumda değil. ismini vermek istemediğim bir arkadaşım (arada sözlüğe giriyo üyeliği olmadığı halde, şimdi adını verirsem kızabilir) manita girişimlerinde bulunmuştu. çocuğu zaptedemiyoduk abi. hani tavlıyo muydu, tavlıyodu. kaç tane sevgili eskitti kim bilir. banada durmadan ''kanka sanada sevgili yapam mı?'' diye tekliflerde bulunuyodu. fakat aşk adamıyım oğlum ben (burda kendimi övüyorum). önce sınıfında bir kıza asıldı. kız pas verdi fakat ilişkiye açık olmadığını söyledi. bu arkadaşda hemen başka bir kıyıya demir attı. önceleri normal bir ilişkisi vardı. her yaşadığı olayı bana anlatırdı. ''kanka bu gün sinemada yiyişdik'' den, ''sınıfda yiyişdik'' e kadar... adam mutluydu, sevgilisini sevdiğini söylüyodu. dediğine göre oda onu seviyodu. benim genimde var abi, kimseyi ilişkisinden dolayı kıskanmam. haaa, sevdiğim kız başkasıyla çıktığı zaman ayrı tabii, fakat bu benim arkadaşımın ilişkisiydi. bu durumdan onun adına bende mutlu oluyodum. gel gör ki cicim ayları bitti onlarında. arkadaşın ilk başlardaki onu seven hali yoktu artık. çünkü eski sevdiği kişi onun gözüne batmaktaydı. insanı şaşırtan durum, bukadar kızı tavlayıp, sevdiği kızı tavlayamamasıydı. e üzücüydü haliyle. bu durumundan dolayı, 'cicim' formatındaki ilişkisini bitirdi.
aradan aylar geçti. ben yine herkese yardım dilendiğim zaman, bu arkadaşada yardım dilendim.
arkadaş: oğlum ben ne biliyim, facede açık olan kızlara sor.
ben: abi, artık kimse sevdiğim kız hakkında konuşmak istemiyo.
arkadaş: e tabi oğlum, millet bir adam gibi konuşamaz oldu senle.
ben: soracakda kimsem kalmadı...
arkadaş: serenat'a sor. (serenat arkadaşın eski evgilisi oluyo)
ben: o bilir mi?
arkadaş: ne biliyim oğlum, online ise ona sor.
ve aylardır ona soruyorum anlayacağınız. beni bir ''yeter lan'' demeden dinleyen o oldu...
***
yine bir gün öyle sevdiğim kızın duvarına bakayım dedim, (abi inanırmısınız, sevdiğim kızın duvarında 2009 yazına kadar geldim) aman ne göreyim! çocuğun biri birşeyler yazmış duvarına. hemen girdim profiline. incele incele! ne göreyim abi! bu çocukda, kızın eski sevgilisi kardeş olarak ekli. gel zaman, git zaman, çocuk kızın duvarına daha fazla yazmaya başladı. yazmaya dediğim, kötü anlamda değil, fakat insan ister istemez kıl oluyo. bunlar böyle birbirlerinin duvarına yazdılar karşılıklı. çocuk bunu kardeş olarakda ekledi. ozaman derin bir 'ohh' çektim. birbirlerinin sadece arkadaşı. sonrada çocuğun bunu kardeşlerden silmesi ise bana derin bir 'off' getirdi. bu çocuk neyi imâ etmeye çalışıyo lan? sonra dedim içimden ''ulan, bu çocuk, kızın eski sevgilisinin arkadaşı, sorun olmaz herhalde '' dedim. sonra aklıma başka bir sorun takıldı, '' ya ne görüşüyolar ozaman, insan neden eski sevgilisinin arkadaşıyla görüşür?'' ...
insan neden eski sevgilisinin arkadaşıyla görüşür? bu işde bir bok yeniği olmalıydı! çocuğun fotoğrafıda yokki sıfatı görelim. kızla bunun arasındaki samimiyet, iyice sinirlerimi bozmuştu. ve tabii ki bunu serenat'a da söyledim...
ben: yav delirecem. çocuk yazmaya devam ediyo..!
serenat: arkadaşdırlar yav, önemli değildir merak etme.
ben: ama yani, insan neden eski sevgilisinin arkadaşıyla görüşür?
serenat: takma bukadar, gerçekden normal bişey bu.
ben: yav bunun tüm iletişimini koparması gerekmes mi?
serenat: belki daha önceden arkadaştırlar.
olamazlardı, çünkü çok yakınlaşmışlardı son dönemlerde. buda beni sinir ediyodu. sonunda bu gün çocuk bir şey daha yazmış kızın duvarına. çocuğun duvara girdiğimde ne göreyim. çocuğun duvar ''birini seviyorummm'',''seviyorum uleyn'' lerle dolu. peki bu çocuk kimi seviyordu? önce durumun altındaki yorumları okudum. okudukça kan beynime sıçrıyordu. nedense her yazılan yorumu sevdiğim kız üzerine alıyodum. sonunda başka bir durumun altında ''xxx'den terk edildim'' , ''xxx'le tekrar buluşacağım'' yazıyodu. rahatlamıştım. çünkü xxx, **** değildi. * ama o xxx kimse, bu çocuk galiba, harbi çok seviliyodu. bu beni bayağı rahatlatmıştı. hemen bu güzel haberi serenat'a ulaştırdım. ve bir ayrıntıyı fark ettim. ben, serenat'ın eski sevgilisinin arkadaşıydım. evet sıfatım buydu benim (çok mu komik lan) . belkide bu çocukda ****'e sevdiği kız hakkında sorular soruyodur. kim bilir. belkide o çocuğunda sevdiği kıza danışan başka bir çocuk vardı. belki zincir böyle sürüp gidiyodu. ama bildiğim bir şey vardı, oda insanın eski sevgilisinin arkadaşıyla görüşmesinin hiç bir sakıncası olmamasıyıdı. (bazı durumlar dışında tabii)