zaman denilen mevhumun kaporta cekicler gibi işlemesinden mutevellit insan değişmek zorundadir. isterse değişmek istemesin işte ovakit katranli alevlerden daha beter kodugum yerde otluyorsun, emsallerin cikti aya sen kaldin yaya gibi salvolar başlar.
hele ki yapmak yikmak ve yeniden yapmak menzilinde kosusturan dünyada kişi istese de istemede değişir. cünkü değişmezse bu sefer üzerinden silindir gibi geçen olgular vardir.
kimileri vardir. sanki üzerlerine cimen lekesi varmiş gibidirler. o çimen lekesini cikartmak için camasir suyuna girmek zorunbda kalirlar ve ne renkleri kalir ne de kendileri.
vel hasıl-ı kelam değişmemek esyanın tabiatina aykiridir.
-hayatında bir olay olmuştur değişir,
-bu gittiğim yol yol değil der değişir,
-ergenliğe girmiştir değişir,
-sevgili yapmıştır ona yaranmak için değişir,
-değişiklik olsun diye değişir.
"bir insanın kim olduğunu öğrenmek için ona güç ver" diye bir söz vardır. buradan yola çıkarak insanın gücü ele aldığında değiştiğini düşünürüz. fakat bu düşünce yanlıştır. aslında bugüne kadar sakladığı gerçek kimliğini gösterir sadece. bu yüzden insanlar farklı durumlar içinde özlerini ortaya çıkarırlar.