varoluşun, yaradılışın bir gereğidir aşık olmak. en azından bunu söyleyebiliriz çünkü konu aşksa insan ne yazık ki kendi vicdanını objektif bir biçimde tartamıyor. sonuçta her şeyi düşündüğünüzde elde yine 0 kalıyor. en mantıklı cevap dediğim gibi yaradılışın gereğidir.
esasen insan aşık olmaz. aşk olgusu da insanın çevresinden öğrendiği kavramların en salakça olanıdır. büyürken yavaş yavaş duyduğu aşk kavramını kafasında büyüterek bunu bir kişide uygulamaya çalışır. yani ıssız bir adada büyüyen bir insan 30 yıl sonra o adadan kurtulsa kimseye aşık olmayacaktır.
ilkokul 2. sınıftan beri sevdiğim bi insan vardı. arkadaşlığımız bundan bi kaç ay öncesine kadar sürdü , çok iyi arkadaşımdı ama aynı zamanda aşıktım da bu hanım kızımıza.bunun nasıl bi sevgi nasıl bi aşk olduğunu hiç bi zaman çözemedim. uzun süre bekledim az buçuk zeki de bi insanımdır başkasının başına gelse baktın olmuyo koy ver gitsin diye de akıl verebilecek de bi insanım. ama başa gelince olmadı. neden bu kadar sevdiğimi anlayamadığım gibi nasıl vazgeçeceğimi de bilemiyordum. tabi karşılık vermiş olsa nasıl vazgeçeceğim sorusuyla cebelleşmeyecektim ama cebelleştim. ki neden karşılık vermediği de tam bi soru işareti. en sonunda arkadaşlığımı bitirmeye karar verdim. bu kararı neden ve nasıl alabildiğimi de bilmiyorum nerden baksan 15 yıllık arkadaşım. aklıma şu da geldi hiç insan aşkı için 15 yıllık arkadaşını satar mı? satmaz di mi? bence de satmaz ama aşk 15 yıllık aşk olunca nasıl olabiliyorsa ikisinden de bir anda vazgeçebiliyor insan. ve bu canını yakıyor insanın.
yukarıdaki hikayede farkındaysak hiç bi nasıl ve nedenin cevabı yok. bence aşkta nedenler nasıllar yoktur.
anlamsız hayatını anlamlı görebilmek için belki. fill in the blanks misali. kendini kandırmak yani. aklını meşgul etmek, bir başkası için var olabilmek, kendisini kendisine kanıtlamak için.
yarımdır insan, eksiktir doğası gereği. hep tamamlamaya uğraşır kendini, en azından bütüne yaklaşmak. hep arar o yüzden. tama en çok yaklaştığı da aşktır belki, belki de bu yüzden aşık olur yani.
bir de şefkat ister kişi, sevginin sıcaklığını hissedebilmek. bu da bir neden sanki.
kendisini sevmeyi yeterince beceremediğinden. hepimiz inandırılmak isteriz bir başkası tarafından; sevgiye, ilgiye ve tutkuya layık olduğumuza.
bunun adı aşk olur meşk olur.
inandırılmak için yalan söyleriz, inanmak için gerçek ararken.
insanoğlu hiç birşeyle yetinemediği gibi başındaki dertlerlede yetinemez ve daha fazla acı, daha fazla bağımlılık, daha fazla ait olmak ister. sonra gider b.k varmış gibi aşık olur birine. ağlar, zırlar, güzelim hayatı zindan eder. uslanır mı? cık.
insani bir ihtiyaç galiba bu aşk dedikleri. mesela şu sıralar ben, karşıma çıkacak ilk hoş kıza aşık olacakmışım gibi hissediyorum. ama bu aşk olmaz sanırım. o kadar basit değildir bu 3 harfli. bu konuyla ilgili araştırmalarım sürecek.****
çok mükemmel giden hayat sürecinde rahat batar ve o aşk denen girdabın içine girer. sonrasında ise o düzenli hayatından eser kalmaz bütün batan rahatlar tek tek çıkar.
Kendi kendine yetemediği için.Onunla tamamlandığı için.Güneşin doğuşu senken batışı o olduğu için.Eğer bir gün dahi yaşamak istiyorsan ona ihtiyaç duyduğun için.