sebebini bulursak engel olabilecek miyiz? öyleyse ben de bir sebep arayışına gireyim.
belki de çok özlemiştim birine ağlamayı. ama bu ilk gerçek aşkım olduğu için bilemedim bu kadar acıtabileceğini.
belki de sebepsiz yere birini özlemeyi özlemiştim.
ya da sevip de kavuşan azınlık ilgimi o kadar çekmişti ki.
aslında aşkın ne olduğunu aramış da olabilirim bilmiyorum..
ama eğer
aşkın ne olduğunu merak ettiysem, evet şimdi aldım sorumun yanıtını.
sevip kavuşan azınlık da bütün o ilgi çekiciliğine rağmen inanamadığım bir ütopya hala benim için.
birini o kadar özlüyorum ki bu aralar. enkaz gibiyim. neden özlüyorum diye sormayı bıraktım.
özlemimden dolayı da hüngür hüngür ağlıyorum tabii. ağlamazdım ya ben hani. güçlüydüm. yalan oldu hepsi
ama ne yapmam gerektiğini bilmesem de yapmayacaklarımı öğrendim. etliye sütlüye karışmayıp efendi efendi evden okula okuldan eve artık, başım önümde.. çünkü başımı kaldırdığımda uzak gelecekte bir gün yine bana bakan bir çift göz görüp girebilirim bu kısır döngüye, aman kalsın.
esasen insan aşık olmaz. aşk olgusu da insanın çevresinden öğrendiği kavramların en salakça olanıdır. büyürken yavaş yavaş duyduğu aşk kavramını kafasında büyüterek bunu bir kişide uygulamaya çalışır. yani ıssız bir adada büyüyen bir insan 30 yıl sonra o adadan kurtulsa kimseye aşık olmayacaktır.