Umudunu kaybettiğinde, artık onu sevecek kimsesi kalmadığını düşünür. Gidip nefret ettiğini öldürür, hırsızlık yapabilir, hayatını mükemmel derecede yaşayabilir. Sonuçta kaybedecek başka bir şeyi kalmamıştır.
reşit olup, eğitimini bitirip, askerliğini yapıp yaşadığı şehire geldikten sonra düzenli bir işe girip kendi maaşını kazanmaya başladığı andan itibaren artık özgürdür. fakat ne olarak özgür, kime göre özgür orası tartışılır.
Bu özgürlük kavramının kişiselliği karşısında binbir cevabı olan sorudur bir katile göre insan öldürmek onun özgürlüğü olabilir yada birine hizmet etmek kimine özgürlük sağlar gibi gözükürken kimi için özgür olmaya aykırıdır.Özgürlük Felsefesi devreye girecektir ve bu konuşma bir felsefe konusudur.Peki benim düşüncem nedir?insan belli bir düzende ''Tam Özgür'' olamaz.iki kelime Düzen Ve Tam Özgür.Düzen sizin özgürlüklerinizi kısıtlamak için yapılmıştır.Bir devlet, okul, aile vb yaşamın gerekleri olan birimlerde yaşıyorsanız tam özgür olamazsınız ama ne kadar özgür olabileceğiniz bu düzen içinde yukarı ve aşağı çeken güçler(sosyal, karakteristik, para vb.) terazisinde şekillenir.Tabi bu terazinin işleyişini devletin yönetim biçimi, ahlak kuralları, din kuralları... vb. belirler.
Yaşamak için paraya ve çalışmak zorunda kalmadığında, sadece kendi çıkarlarını gözettiğinde. Başkalarına acımdaığında vicdan azabı duymadığında. Aşık olmadığında özgürdür kişi.
para kazanıyorsan, kimseye muhtaç değilsen, kimse de sana muhtaç değilse özgürsündür.
en basitindaen budur.
ama yine de özgür değilsindir elbet. para kazanmak için çalışmak zorundasın. ister kendi işin olsun ister bir yerde çalış ya da memur ol hepsi özgürlüğü kısıtlar sonuçta. iş saatleri içinde sorumlulukların vardır , o saatlerde özgür değilsindir.