günde on saat çalışıp, buna rağmen insan yerine koyulmadığım işyerimden ayrıldığım gün, gelecek korkusunu bir yere bırakabildiğimde, özgür olduğumu hissedebilmiştim.
çocukluğuna döndüğü zaman olabilir mi mesela?
olur bence ama çok pahalı.
bi kere ekmek elden su gölden olacak.
tek derdin oyun kurmak olacak.
çevre buna uygun olacak. hani beton falan değil.
ben bu hesabı kabaca yaptığımda 300 milyon falan gerekiyordui bunu sağlayabilmem için.
tabi en büyük parayı da çevreyi çocukluktaki hale getirmek alıyordu. en az 10 tane apartman yıkmam gerekiyor.
özgürlüğü, insanın 'canının istediği her şeyi yapabilmesi' olarak anlıyorsak, böyle bir özgürlük söz konusu değildir, insan için uygun da değildir.
insan, bağımlı bir varlıktır. insanın tam ve sonsuz özgürlüğünden söz eden dinler, inançlar ve düşünce sistemleri, sonuçta, çoklukla farkında olmayarak, insanın insanlığını yitirmesine yol açmaktan kendilerini kurtaramazlar. O yüzden, insanın bu ontolojik (varlıkbilimsel) özelliğini göz ardı ederek tam özgürlüğünden söz etmek, önce onun körleşmesine, sonra da körleşen ve köleleşen insanın başka insanları ve başka varlıkları “körleştirmesine” ve “köleleştirmesine yol açar, kaçınılmaz olarak.
Jean Paul Sartre: “Özgür olacak kadar özgür değilim!” (I am not free to be free) diyerek bu durumu çok güzel özetlemiştir. Sartre’ın sözü biraz çelişkili gözükse de, düşünür burada, bireyin, hem kendi iç dinamikleri, içsel değerleri ve hem de yasaklayıcı, kısıtlayıcı ve cezalandırıcı dışsal faktörler yüzünden eylemlerinden sorumlu olmasına dikkat çekmiştir.
insan ancak sahip olduğu maddi herşeyi kaybettiği zaman tam olarak özgür olabilir. hayatınıza dönüp baktığınızda maddi olarak sahip olduklarınızın sizi nasıl esir aldığını görebilirsiniz. maddi birşeylere sahip olabilmek için zamanınızı ve emeğinizi harcarsınız. onlara sahip olduktan sonra bu sefer de onları kaybetmemek için zamanınızı ve emeğinizi harcarsınız. eskidiklerinde onları yenilemek için yine zamanınızı ve emeğinizi harcarsınız. bu böyle kısır bir döngüde sürüp gider. harcadığınız bunca zaman ve emek yüzünden hayatınızdaki birçok şeyden fedakarlık etmek zorunda kalırsınız. ömrünüzün sonuna geldiğinizde de yaşamamış olduğunuzu farkedersiniz. sonra da bir ömür tüketerek sahip olduğunuz o maddi şeylerin birini bile yanınıza alamadan ölüp gidersiniz.