Newton'un hareket yasalarindan
üçüncüsü olan etki-tepki, dunyadaki her kuvvetin bir karsiligi oldugunu soyler. Insan, dıștan gelen etkileri kisisel birikimiyle karsilamaya calisir. Eger birikimi yeterliyse etkiye tepkiyle karsilik verir ve bertaraf eder. Ola ki basaramaz ve tepkiye yenik duserse burada devreye Evrim teorisi girer. Evrim teorisine gore, yalnizca guclu olan ayakta kalabilir ve varligini surdurebilir aksi halde yaralar alip asimile olmaya mahkum birakilir. Eger insan etkiyi bertaraf edemezse, ya yok olur ya da daha guclu bir sekilde etkiye tepki gostermesine zorlanir. Bu da olgunlasma dedigimiz surectir.
bir insan acılarına tutunarak olgunlaşır. evet acılarıdır insanı olgunlaştıran. zira sevgi, aşk, mutluluk, heyecan falan çarpıcı hislerdir. ancak acı öyle değildir. acı yara açar bünyede, o yara da kolay kolay kapanmaz. zaman ilacıdır ama o ilaç çok uzun sürede ya tesir eder ya etmez.
işte salt bu nedenle, insanı yaşadığı acılar olgunlaştırır. bir ölüm mesela ertesi sabaha sizi bambaşka bir insan olarak uyandırır.
o yüzden acı yaşadığında olgunlaşır insan. tecrübe ile sabittir.
kendi geçimini sağlamaya başlayıp, aslında fatura denen şeylerin falım sakızının içinden çıkan kağıtlar gibi olmadığını anladığında olgunlaşmaya başlar.
Kaybettiği zaman
En sevdiğini kaybettiği zaman
Annesini kaybettiği zaman
Artık tek başına olduğunu anladığın an
Arkandaki koca çınarın olmadığını anladığı o an.
velhasıl insan olgunlaşmaz, boşuna dememişler can çıkar huy çıkmaz diye. yaşanan deneyimler birkaç günlük olgunluk getirir olayların ateşi söndüğünde canavar küllerinden yeniden doğar.