Bir şey ya da birisi için yaşamak zorunda olmamalıyız ya bazen insan kendisi için bile yaşayamıyorken belki başlangıçta fikrimiz alınsaydı o zaman bu soruya cevap verebilirdik.
Aslında cevabı eğlenmek ve mutlu olmak için olmalıdır ama ben mesela para için. Gerçi beni mutlu eden şey o olduğu içim yine mutluluk diyebiliriz.
Misal geçen gün ağlıyordum. Ama inanılmaz üzgünüm falan. Sonra durdum kendime dedim ki en azından arabam var ve içinde ağlıyorum. Arabam da olmayabilirdi. Mutlu oldum ve devam ettim.
insan ne için yaşardan ziyade insan ne için yaşamalı sorusu aslında çok daha doğru bir soru. çünkü günümüzde insan maalesef yaşayabilmek için çalışıyor, yaşayabilmek için yaşıyor. başkalarının amaçlarına, amacın ne olduğuna bakmasızın hizmet etmek zorunda kalıyor.
sonuç olarak insan idealleri için yaşamalı ancak başkalarının idealleri için ölüyor.
umudu ve ideali olmayan insan sadece sevdikleri ve muhtemel surprizler için yaşar.
bu yüzden eğer sevdiklerinden küçücük bir darbe bile görse yıkımı büyük olur,
yarınlar bir sürpriz getirmiyorsa yaşama sevinci son nefesini verir.
eğer hedefi sonsuzlukta mutlu/güvende olmaksa şayet, işte o zaman ondan güçlüsü yoktur. ki bunu sağlayan en önemli etmen dindir. ahiret inancı olan insan bu dünyayı gram kafasına takmadan yaşar ve en çok sevilen güvenilen insan da o olur.
kahvaltı yapmam lazım , cümleler toparlanmıyo. *
Varoluşsal nedenini bilmediği için kendsine verilen görevi yerine getirmek için yaşar. Bu görev büyüyüp yaşlanıp bedensel yok olmaktır. Bu süre içinde yaşayacakları tamamen bir tesadufler silsilesidir. Yağmur yağınca yağmur tanelerine neden yağdınız denemez. Çünkü bir sebep değil bir sonuçtur.
Ölmek için. Belli bir tarihi bekler durursun. Sevdiğin okullara veda etmek, sıra arkadaşına veda etmek, yeni bir şehre taşınmak, en sevdiğin ceketinin eskimesi ve atıp yenisini almak gibi bir şeydir bu. Sürekli akan zamanı durduramaz bir yerde mevcut zamandan ayrılan olursun.
kendimiz için yaşadığımızı düşünürüz hep.
aslında hep bir başkası için yaşıyoruz. giyinmemizi, davranışlarımızı, yediklerimiz, içtiklerimiz kısaca ne yapıyorsak hep ikinci gözler için yapıyoruz.
doğduk,büyüdük, öleceğiz hâlâ başkaları için yaşamaya devam edicez.