Yıllar önce kitap okumayı sevdiren inançsal hikayelerle dolu kitaptır. Tolstoy her ne kadar son 30 yılını dinlerin kurumsallaşmasını ve yozlaşmasını eleştirmiş olsa da inancın insanın yaşamına anlam kattığını bu tarz hikayelerle belirtmiştir. Bu yüzden Tolstoyun deist oldugunu iddia etmek mümkündür.
Lüzumsuz hırsı, yalanları, açıkça uyguladığı mobbing ve benim için en önemlisi -sürekli dört duvar içinde birlikte olduğumuzdan ister istemez şahit oldum- çocuklarına karşı ilgisizliği ve uyguladığı şiddet sebebiyle işi bırakmamda önemli bir rolü olan iş arkadaşıma ayrılırken hediye ettiğim kitaptır. Söylemek istediklerimden de fazlasını içeriyor kitap. Umarım okumuştur kitabı. Ona karşı haklı çıkmak da asla derdim değil, umarım bu sevgisizliği bir gün diner ve umarım kitap yardımcı olur.
Önce mutlu yaşar , sonra umutlanır , ardından ise kurduğu hayallere göre yaşar , inanır . ilk kaybettiği mutluluğu olur , ardından umutlarını kaybeder , hayellerinde boğulur , artık inancı da kalmaz ne kendine ne hayata .
sağlıkla huzurla mutlulukla yaşar. en önemlisi de sağlık. bazı insanlar zayıflamak için sağlıksız yöntemler deniyor. halbuki metacartin diye bir şey var. sporla ve iyi bir diyet programıyla daha sağlıklı yaşamak mümkün.
Tolstoyun denemesidir. 3 bölümden oluşan kitapta simon adında bir ayakkabıcının başından geçenleri, nikita adında bir uşağın hayatını ve pahom(yanlış hatırlıyor olabilirim) adında bir adamın hikayesini anlatır. Ölüm, yalnızlık, zengin olma hırsı, maddiyat, sevgi gibi konulardan bahseder. Tek oturuşta okunabilinicek bir kitap olduğu için okumak gerekir.
6. sınıfta öğretmenimizin tüm sınıfa okuttuğu kitap. çok net hatırlıyorum bu soru üzerine düşündüğümü.
“yemek, su ve havayla yaşar işte, ne saçma soru?” diye düşünmüştüm. hatta, “başka bir şey mi söylemek istemiş acaba?” diye düşündüğümü, ama başka bir sonuca varamadığımı dahi hatırlıyorum.
zaten insanın ne ile yaşadığını söylemeden de bitmişti kitap.
şimdi, o senelerdeki kafamın güzelliğine özeniyorum. artık insan ne ile yaşar, bilemiyorum.
Bu kitabı hayatınızın merkezine koyduğunuzda pek çok şey değişebilir. Örneğin affedemediğiniz bir insanı affedebilirsiniz. Başarmak için hırslanıp kendinize ve çevrenize zarar vermeye başladığınızda hayatın geçiciliğini fark edip kendinize gelebilirsiniz. Paylaşmanın insandan bir şey eksiltmeyecegini aksine güzel şeyleri çoğaltacağını görebilirsiniz. Hikayelerin etkisini görebilmek için hepsini sindire sindire okumak lazım. Tolstoy büyük insansın.
Tolstoy' un halk inanışlarından bolca faydalandığı ince ve okuması zevkli , okunduktan sonra da bir kalp gözü dizisi izlemiş etkisi bırakan kitabıdır. Birkaç hikayeden oluşur. Niçin bu kadar halk hikayelerinden , inanışlarından faydalandığını Tolstoy' un itiraflarım adlı kitabını okuduğumuzda anlayabiliyoruz ayrıca.