karşıdan baktığında insana benzeyen canlılardır. gözleri, ağızları, kafaları, bacakları vardır. sana, bana benzerler, üstlerine bir şeyler almışlardır, giyinmek niyetine. zaten bunlar yemek yemezler, tıkınırlar, abdestlerini görmezler, sıçar ve işerler. sevişmezler, tatmin olurlar, daha ötesini söylemeye dilim varmadı. kendilerinden başka insanların, canlıların yaşamak dahil hiç bir haklarına saygı göstermezler. ellerinde değildir bu, zira saygı duymak kavram olarak mümkün değildir bu tür için. en önce kendilerinden başlayarak. dün de muğla' da görülmüş bu türden bazıları. mahallelinin beslediği yavru köpeği öldürüp gözlerini oymuşlar. insanı insan olmaktan hicap duyar hale getirir böyleleri, en büyük zararları budur.
bu dünyaya ayak uydurmakta güçlük çekmektedirler. topluluk içinde ses tonları, kullandıkları kelimeler ve el-kol hareketleriyle yeterince dikkatleri üzerlerine çekmektedirler. dikkat edilmesi ve uzak durulması ereken canlılardır.
bugün ikitelli ve selden etkilenen diğer mahallerde ortaya çıkmışlardır. millet canının derdindeyken, canını kurtaran sele kaptırdığı yongası malının peşine düşmüşken bu canlı türü yağma peşindeydi. ne bulursa arsızca, pişkinlikle yağmaladılar. en çok ta ortalığa saçılmış tüfekleri apartırken mutluydular.insana benzer bir diğer yanları da ağız yapıları. sırıttıkça otuziki dişleri görünüyordu. sandığımızdan çok daha kalabalıklar bu mahluklar.
öyle bir tür ki yağma için organize olup taa zonguldak'tan minibüs tutup istanbul'a gelmişlerdir. yamyamlık, tamahkarlık bunların gözünü öyle karartmış ki afet bölgesindeki türdeşlerinden kendilerine dişe dokunur bir şey kalmayacağını akıllarına getirmemişler. şimdi bu canlılardan biriyle otobüste, metroda yan yana seyahat ettiğimi düşünüyorum da tüylerim diken diken oluyor. gel gör ki realite bu, bu mahlukat her an her yerde karşımıza çıkabilir.
vay ki ne vay vay notu: sözlükte bunları haklı görenler de varmış.
evinde oturan bir çiftin kapısını çaldıktan sonra içeriye dalan , adamı döven kadına tecavüz eden yaratıklardır . onlara hapis cezas faln paklamaz , yaşamamaları gerekir aslnda. ama hümanist adaletimiz sağlsun...
dinci basındır kafadan.
zira bugünki sel manşetleri ile suçu ergenekona ve dalan'a atacak kadar insanlık dışı hareket etmişlerdir.
keza yine suçu chp ve insanlığa atan topbaş ve derenin intikamı edebiyatı yapan tayyip'te bu klansmana direk top 10'dan girer.
istanbul ümraniye' de belediye otobüsünde tanıştığı zihinsel engelli genç kızı ormana götürüp tecavüz eden, yetmezmiş gibi kendi türünden iki canlıya daha kızcağızı sunan şey. bu üç şey iğrençliklerini üç gün sürdürmüşler. dördüncü gün polis yakalamış ve ümraniye adliyesine sevk edilmişler. bir müddet kalırlar, sonra insanların arasına karışırlar yeniden, yeni iğrençlikler için. kaynak vatan gazetesi internet sayfası.
izmir'de hamile köpeğe üç gün boyunca defalarca tecavüz edip, biçare hayvancığın 9 tane yavrusunun ölümüne yol açıp, rahminin alınmasına ve hayata küsmesine, evet yanlış okumadınız, hayvanlar da hayata küsebilirler, yol açan yaratık. şimdi bu mahluk utanmadan hala insan içinde dolaşıp alacağı para cezasının olabildiğince küçük olmasını ümit etmektedir. başkaca endişesi yoktur zaten.
17 ağustos depreminden sonra güneydoğu anadoludan otobüslere doluşup deprem bölgesine giden yüzlercesinin girdiği sınıf. bunlar deprem sonrası yıkıntıların içinde milletin değerli eşyalarını çalmak amacıyla buraya geldiler. hatta ölmüş insanların bileziklerini aldıklarına dair binden fazla vaka meydana gelmişti. depremzedelere gönderilen yardım malzemeleri dağıtırken çoluk-çocuklarıyla beraber sıraya girerlerdi. o zamanki televizyon programlarında bu konu sıkça işlenmişti ve hatta karanlıkta çalacak şey ararken diğer insanlarca farkedilip üzerine taş atılınca kaçan yaratıkların görüntülerini hatırlıyorum.
ufuk günaydın ve arkadaşları var. beşi birden bir kediye girmişler. böyle anlatıyorlar.hayvancığın başını ezmişler. işte onlar bu başlığın altında yer alanlardandır.