karmaşık kafasını elleri arasına almadan girdiği her türlü tartışmada etraftaki çiçeklerin açmasını sağlayan, insanoğlu^nun uzaktan akrabası.. hayvanın samimi yandaşı.. zaman zaman björk-şebnem ferah karşılaştırması, zaman zaman bülent arınç^tan cumhurbaşkanı olur mu referandum^u, kim kime dum duma..
sevilesi, gördüğü yerde gözüne çiçek sokulası varlık.. herkes little miss sunshine gibi filmleri sever..
Hazreti Nuh’un gemisi tufanın suları çekildikten sonra karaya oturmuş dünya üzerinde hayat yeniden başlamıştır. insan olarak sadece Hazret Nuh’a iman ederek gemiye binenler vardır. Hazreti Âdem ile Hazreti Havva’dan sonra insanoğlu yeniden yeryüzünde çoğalmaya başlayacaktır. Hazreti Nuh’un sadece bir kızı vardır. Bir adam gelir Hazreti Nuh’tan kızını ister. Hazreti Nuh olumlu cevap verir. Ertesi gün bir ikinci, daha sonraki gün bir üçüncü kişi aynı istekle gelirler. Hazreti Nuh unutarak her üçüne de olumlu cevap verir. işi anladığı zaman büyük pişmanlık içinde Allah’a yalvarmaya bu karmaşık durumun utancından kendisini kurtarması için niyaz etmeye başlar. Duaları kabul edilir. Kendisine köpeği, eşeği ve kızını akşamdan bir yere kapatması vahyedilir. Hazreti Nuh sabah gittiğinde orada kızının üç tane olduğunu görür. Her birini bir isteyenle evlendirir. Zor durumdan kurtulur. Daha sonra kızlarını –ve de damatlarını- ziyaret etmeye karar verir. Bir taraftan da bu üç kızın hangisinin gerçek kızı olduğunu merak etmektedir. Sırasıyla her misafir olduğu evde damada işlerin yolunda gidip gitmediğini, evliliğin nasıl yürüdüğünü kızından bir şikâyeti olup olmadığını sorar.
Birincisi şöyle cevap verir:
“Çok sadık, sadakatinden hiçbir şikâyetim olamaz. Bana bağlı. Güvenim tam. Nankör değil. Ama kötü bir huyu var, her fırsatta kavga çıkarır. Yüzüme karşı arsızca ve edepsizce bağırır.”
Hazreti Nuh; bunun aslında köpeği olduğunu anlamıştır.
ikincisi şöyle cevap verir;
“Çok sessiz, sakin, itaatkâr, ben bağırıp çağırsam bile o sessiz bir metanet gösterir cevap vermez. Bu huyları çok güzel, hiçbir şikâyetim olamaz. Ama o kadar ağırkanlı ve tembel ki bazen öfkelendirir.”
Hazreti Nuh; bunun aslında eşeği olduğunu anlamıştır.
Üçüncüsü şöyle cevap verir;
“Bu sorunuza cevap vermeden önce kendisini çağırayım, bir karpuz getirmesini isteyeyim, yiyelim, sonra cevap veririm.”
Karısını çağırır. Alt kattaki kilerden bir karpuz getirmesini ister. Kiler kırk basamak aşağıdadır. Karısı karpuzu getirir. “Bu istediğim karpuz değil, niye tam anlamadan indin aşağıya, bak yerini tarif edeceğim, dikkatle dinle, yanlış karpuzu getirme” diye azarlar. Karısı sessizce karpuzu alır, merdivenlerden aşağı iner. Tekrar elinde bir karpuzla yukarı çıkar. Adam aynı sözlerle yeniden azarlar. Bu sahne kırk defa tekrarlandıktan sonra, tamam kes de yiyelim der.
Sonra Hazreti Nuh’a döner;
“kilerde sadece bir tane karpuz vardı, sizin yanınızda beni mahcup etmemek için sesini çıkarmadan kırk basamaktan kırk defa indi ve çıktı, işte bu insanoğlu insan olmaktır” dedi.
“Bu rivayetin mesuliyeti ravisine –rivayet edene- aittir.