bazı hallerde zorunludur. olur da ıssız bir adada kalırsanız (kate yok işte ,sawyer hiç yok) ya da dağa tırmanırken ipiniz kopar da iki dağ arasında kalırsanız ölen arkadaşlarınızın kaba etinden yemeye başlayın.uzmanlar * en uygun yerin burası olduğunu söylüyor. o yüzden dışarı çıkarken yanınızda en az bir latin amerikalı popçu bulundurmanız gerekir.
insan hareketli bir mahluk olduğundan mütevellit yağ dokusu hayvanlara göre daha az bulunur. yağlar hareketli insan bedeninde yerini bir süre sonra kaslara bırakır. kas sinirdir yinir mi la... [pişmemiş hayvan eti=pişmiş insan eti] olabilir mesela. korkutucu olansa git gide insanlıktan çıkanların hayvanlara benzemesidir. böylece son yüzyılda yükselişe geçen hayvan nüfusu, insan ırkı için büyük tehlike oluşturacaktır. allah korusundur. aman amandır.
neden uç bir sapıklık, yamyamlık olarak değerlendirildiğini aslında kimsenin bilmediği eylem.
bir cevabı olan var mı? insan eti gerek protein yapısı olarak gerek de biyokimyasal olarak diğer beslenen hayvan etlerinden farksız ve aşağı yukarı aynı lezzette. tad farklılığı ise sadece yağ oranı ve tabiiki insanın 2 ayak üstünde durması ile dağılımı yüzünden farklı. alışsanız seversiniz bence.
ruslara sormak gerekir bu soruyu malum Stalingrad Kuşatması 700 küsür gün sürdüğü tüm yiyecekler karaborsa olmuştu. insanlar bazen insan eti bile yiyordu. 1 kilo et parçasının mücevher karşılığında sarıldığı bilinmektedir.
Öncelikle eti nereden buluyorsun diyorsanız; morgda çalışan bir tanıdığım var, biliyorsunuz ki kimsesiz cesetler morgda uzun sure bekletiliyor(etin dinlenmesi) eğer bir sahibi gelmezse, kimsesiz mezarlığına gömülüyor.
Benim morgda çalışan arkadaşım, 2 hafta bekledikten sonra bana haber veriyor, cesedi gidip alıyorum morgdan.
Öncelikle kokoreç falan olmuyor, sakatat işi sıkıntılı. iyi temizlemek gerekiyor, dana etinden çok daha iyi temizlemek. Buda çok meşakkatli. Bu yüzden benim tercihim genellikle, sırt kasları.
Çok çalıştığı için, az miktarda yağ içeren sırt kası(insan yağı tadı rezalettir) muazzam bir tada sahiptir. isterseniz tavada, isterseniz fırında, isterseniz kebap bile yaparsınız.
Ama dediğim gibi sakatattan uzak durun, ve yağlı bölgeden yememeye çalışın.
Şaka bir yana insanın insan eti yemesi oldukça sakıncalı bir durum, kuru hastalığı var, yamyam topluluklarda çok görülen bir sinir sistemi hastalığı, evrim sana yani ''kendi türünü yeme lan amına koyduğum'' diyor, sanki kırmızı et beyaz et kalmadı doğada.
1920lerde Lenin dönemindeki iç savaşın sonucu kriz döneminde olan Ruslar tarafından gerçekleştirilen bir eylem. Ölenleri yemişler, hatta işi baya ileri taşıyıp mezarları kazıp çıkan cesetleri falan yemişler. Kendi ailelerindeki bireyleri falan yemişler. Eşlerini, çocuklarını, anne babalarını. Devlet hiç mi bir şey yapmamış diye düşünüyor insan ve evet hiçbir şey yapmamış. Allah kimseyi açlıkla imtihan etmesin derler ya ülkemizde büyükler falan hep, hakikaten de etmesin. 5 milyondan fazla insan ölmüş bu kıtlıktan.